# Etiket
##GENEL

MHP’de Kurultay mı Meydan Savaşı mı? / Gültekin ÖZTÜRK

MHP’de Kurultay mı, Meydan Savaşı mı ?..   

Gültekin ÖZTÜRK

Bazılarımız göremiyor belki ama Türk Siyasi hayatında parti içi demokrasiyi uygulayan, dış saldırılara karşı çok dayanıklı ve temeli en güçlü parti MHP’dir.

Yıllarca sürdürülen hain saldırılara binlerce şehit veren/gazisi olan, Genel Başkanı dâhil yöneticileri, mensupları işkenceden geçirilen, uydurma iddianamelerle hapishanelere kapatılan ve kapısına kilit vurulup tabelası sökülen MHP, Allah’a şükürler olsun ki bugün bütün ihtişamı ile parlamentoda bulunmaktadır.

MHP, 1969’dan beri tek başına hükümet kuracak sayıda milletvekili kazanamamış, çoğunluk partisi olamamıştır.

Ancak, iç ve dış güçlerin Türk Milleti ile ilgili her konuda, Türk Milletin geleceğiyle ilgili attıkları her adımda/kararda hesaba kattıkları, dikkate aldıkları en önemli siyasi aktör “MHP ve Ülkücüler” olmuştur/olacaktır.

MHP, Cennet mekân Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in liderliğinde yiğit dava arkadaşları(mız)/ mensuplarımız, şehitlerimizin/gazilerimizin dünyada emsali görülmemiş fedakârlıklarla, yüzlerce yıllık milli birikimin üzerine inşa ettikleri, büyük milletimizin varlığının ve birliğinin teminatı, Türk Milliyetçilerinin/Türk Ülkücülerinin yegâne siyasi teşkilatıdır.

Kurulduğu günden beri her türlü saldırıya, ihanete, komploya, fitneye rağmen muhteşem duruşu/direnişi/ayakta kalması sebebiyle, Türklük düşmanlarının yıkamadığı/ele geçiremediği Türklüğün bu kalesi, hainlerin korkusu/kâbusu olmuştur.

1997’de Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in ölümünden sonra, dağılması/yok olması beklenen Milliyetçi Hareket, çok sayıda Ülkücü lider arasından Türk siyasi hayatında benzeri görülmemiş bir kurultay sonrası, emaneti ittifakla yeni liderlerine vererek tek başına iktidar yürüyüşü başlatmış ve Türk düşmanlarını hüsrana uğratmıştır.

10.Büyük Kurultay sürecinde de şer odakları MHP’ye akla hayale gelmez tuzaklar kurmuş, tezgâhlar açmış, Ülkücüleri birbirine kırdırmak için şeytani oyunlar oynamışlardır.

Çok adaylı İlçe/İl kongreleri, benzersiz bir demokratik olgunluk içinde yapılmış kaybeden, kazanın elini kaldırarak “Ülkücü İradenin” zaferini ilan etmiş ve ihanet odaklarını bir kez daha hezimete uğratılmıştır.

Ancak “küresel fitne” MHP’yi ele geçirme veya parçalama planlarından vazgeçmemiş, projelerini Büyük Kurultayda gerçekleştirmek için sadece bir süreliğine ertelemişlerdir.  

Bugün için 10. Büyük Kurultayımızda hepsi birbirinden değerli çok sayıda Ülküdaşımız/büyüğümüz/liderimiz MHP Genel Başkanlığına aday olmuştur.

Bütün kalbimle inanıyorum ki Ülkücüler daha önce olduğu gibi bu kurultayda da en doğru kararı verip seçecekleri liderlerinin etrafında kenetleneceklerdir.

MHP Genel Bakanlığı ateşten gömlektir. Şehitlerin, gazilerin, mağdur/mazlum milletimizin, millet sevdalısı Ülkücülerin sorumluluğunu üstlenmektir.

Üstün cesaret, maharet, basiret ve fedakârlık gerektirir.

Başta Sayın Genel Başkanımız olmak üzere bütün adaylarımızı gösterdikleri cesaret ve fedakârlıklarından dolayı kutluyorum.

Allah yar ve yardımcıları olsun!

BAŞKA ÖRNEK YOK!

Genel Başkanımız Sayın Dr. Devlet Bahçeli “Genel Başkan adayı olmak her Ülküdaşımızın/partilimizin en demokratik hakkıdır” demiş ve parti içi demokrasinin gereklerini yerine getirmiştir/getirmektedir.

Bu yazıyı yazdığımda Genel Başkanımız hariç 6 genel başkan adayın olması parti içi demokratik kanalların açık olduğunun bariz kanıtıdır.

15 yıldır partimizin başında bulunan Sayın Bahçeli bu kurultayımızda da aday olduğunu açıklamış ve 6. kez genel başkanlığa talip olmuştur.

Bugüne kadar girdiği kurultayların hemen hepsinde karşısına çok aday çıkmıştır.

Türk Siyasi hayatında mevcut genel başkana karşı hemen her kurultayda çok sayıda rakip çıkabilen, kurultaylarını çok sayıda genel başkan adayı ile yapan/yapabilen yegâne parti MHP’dir.

Türk siyasi hayatında parti içi demokrasiyi en fazla uygulayan partinin MHP olduğu iddiamızı Sayın Ümit Özdağ’da doğrulamaktadır.

“ Mustafa Sarıgül, Baykal’ın karşısında CHP’ye Genel Başkan adayı oldu, şu an partisinin kapısının önünden geçemiyor. Ben de Sayın Bahçeli’nin karşısına rakip olarak çıkmıştım, bugün partinin milletvekili adayıyım. Bu kadar demokrasi hangi partide var? ”

Saygın bir akademisyen/yazar/siyasetçimiz olan Ülküdaşımız Sayın Ümit Özdağ’ın bu açıklaması ve 18 Eylül 2012’de televizyonda yaptığı konuşması da göstermektedir ki “bazı yanlış uygulamalara rağmen” MHP Türkiye’de parti içi demokrasiyi en iyi uygulayan yegâne partidir.”

10.Büyük Kurultay süreci içinde il/ilçe kongrelerinin çok adayla, demokratik bir olgunluk içinde yapılması ve Ülkücü iradenin zaferi ile sonuçlanarak “çok adaylı büyük kurultaya” gelinmiş olması da bu görüşümüzün doğruluğunu kanıtlar niteliktedir.

Genel Başkan, kendisine rakip olanların adaylıklarını “demokratik haklarıdır” diye niteleyerek büyük bir olgunlukla karşılamış, “MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye” yakışır basiretli bir davranış sergilemiştir.

Genel Başkan adaylarımız da aynı olgunlukla Genel Başkanlarına karşı saygılı/ölçülü, Ülkücüye yakışır şekilde bir duruş ve davranış sergilemişlerdir.

Genel başkan adayımız Sayın Koray Aydın;

Devlet Bahçeli, Türk demokrasisine değerler katmış, görevini de dört dörtlük yapmış bir Ülkücüdür…

….Bu demokratik bir hak ve yarıştır. Kazansam da kaybetsem de bir nefer olarak davamızın hizmetinde olacağım.

….Bir tek Ülküdaşımızı partimizin/hareketimizin dışında bırakmayacağım” demiş, çok net olarak “Ülkücü duruşunu” göstermiş ve şer odaklarının beklentilerini/MHP’yi bölme heveslerini kursaklarında bırakmıştır.

Diğer adaylarımız da benzer davranışlar sergilemişler, bölünme tehdit ve tehlikesini bertaraf ederek yüreğimize su serpmişlerdir.

Sayın Genel Başkan adayımız İsmail Hakkı Küpçü;

Genel Başkanımız Devlet Bahçeli, görevini Kurultay Divanı’na devredene kadar yanındayım” demiştir.

Genel Başkan adayımız Sayın Seyfi Şahin;

“Devlet Bahçeli, ülkücü camiada yetişmiş, vatansever ve milliyetçi bir liderdir. Benim de 40 yıllık dava arkadaşımdır. Kendisi devlete, millete, vatanın varlığı ve birliğine, ülkenin istikrarına büyük hizmeti olmuş dürüst bir devlet adamıdır. Ancak MHP’nin durağan hali, yeni bir atılımla, kabuklarını çatlatması gereğini doğurmuştur” beyanında bulunmuştur.

Yalnız bu üç adayımız değil, diğer adaylarımız da takdirle karşıladığım benzer sözler söylemiş, tavır sergilemiş, Ülkücü duruş göstermişlerdir.(*)

Ülkücü duruşları ile talip oldukları makama layık olduklarını açıkça kanıtlamış olan bütün adaylarımızı takdir/tebrik ediyorum.

“MHP Genel Başkan Adayı” olarak “Ülkücü muhalefetin” nasıl olması gerektiğini dosta düşmana gösterdikleri için de kendilerini saygıyla selamlıyor/alkışlıyorum.

Allah, Ülkücüleri gururlandıran/ferahlatan duruş ve söylem sahibi bütün “Genel Başkan Adaylarımızın” yollarını açık etsin.

SÖZ SAHİBİNİ BAĞLAR ANCAK..

Peki, adaylarımız böyle örnek davranışlar sergilerken taraftarlar ya da kendini taraftar ilan edenler ne yapıyorlar?

Medyaya/sosyal medyaya bakarsak maalesef yapılan ayıplı propagandaları yüzümüz kızararak açıkça görürüz/görüyoruz.

5 Kasım günü birbirinin yüzüne bakamayacak kadar ağır sözler, Ülkücüye yakışmayan hakaretler, küfürler/aşağılamalar/iftiralar, düşmana dahi söylerken utanılacak söz ve davranışlarla muhalefet yapıyorlar ya da muhalefet yaptıklarını zannediyorlar.

“…Kartal yuvası kargalar tarafından işgal edildi…”

“…Koray Aydın’ın değirmeninin suyu nereden geliyor…”

“…Koray Aydın, Bahçeli’nin bütün çiçeklerini sulayacak..”

“…Hangi Ülkücü, şehit kanı üzerinden bakanlık koltuğuna oturmuş

Ve daha neler neler… Burada dillendiremeyeceğim “ Küfür, hakaret, iftira, adap/edep dışı” türlü söylemlerle güya taraftarlık yapıyorlar.

Maalesef adaylarımızda henüz taraftarlarının bu ayıplı muhalefetini “açık-sert-caydırıcı bir tutum ve davranış” göstererek durduramamışlardır.  

Kurultay yaklaştıkça daha da sertleşeceğini düşündüğüm genel başkanlık yarışının, Ülkücülere yakışır bir şekilde olması için adaylarımızın, özellikle gazete köşelerinde/kürsülerde boy gösteren taraftarlarından “Bu tür seviyesiz söz/yazı sahiplerini” davranışlarından vazgeçmeleri için “açıkça ve ismen uyarmaları” gerekmektedir.

İnanıyorum ki bu yapılırsa “saygısız/sevgisiz, yalana/iftiraya ve hakarete dayalı güya muhalefet yapan, ipini sıyırmış izansız küfür çetesini ve bunları alkışlarıyla cesaretlendiren çıkarcı güruh” dizginlenecek/durdurulacaktır.

Hele Yeniçağ’da özel olarak köşe tahsis edilen Tayyar Efendi diye biri var ki sadece “Bahçeli” aleyhinde yazar/yazabiliyor.

Temmuz ayında başlayan Yeniçağ köşe yazarlığı boyunca yazdığı 20 yazının 17’si “Bahçeli’ye kişisel düşmanlığını ve kinini” kustuğu yazılardır.

MHP Genel Başkanı” hakkında yazdığını düşünmeden, izansızca, saygısızca, edebe ve adaba aykırı hakaret/aşağılama/iftiralardan ibaret 17 yazı…

Efendinin “Bahçeli düşmanlığı” öylesine büyüktür ki hakaret ettiği kişinin kurumsal bir kimliği olduğunu aklına dahi getirmez.

Üstelik bu kabul edilemez saygısızlığını “Büyük Ülkücü Yazar “ edasıyla ve de Ülkücülere strateji tayin eder tavırlarda yapmaktadır.

 “Sizi ata toprağınız Bahçe ilçesine gönderelim. Orada size güzel bir çiçek bahçesi kuralım.. Ferdi Tayfur dinleyin…Haydi gel köyümüze dönelim, Fadime’nin düğününde halay çekelim..”

Buna benzer ve daha ağır, terbiye sınırlarını aşmış 17 sözde makale yazmış “Büyük Ülkücü Yazar(!)”

Bu yazar, zırvalarını Ülkücülerinin siyasi teşkilatı “MHP Genel Başkanı” için yazdığını tabi ki biliyor ve bilerek yazıyor.

Peki, bu sözler Türk Milliyetçisi/Ülkücüsü bir yazarın kaleminden çıkmış olabilir mi?

 

Evet, 5.5 milyon seçmenin oy verdiği partinin genel başkanına söyleniyor bütün bunlar ve bazı mankurtlarda bu zırvaları ”Ülkücüyüm” diyerek alkışlıyor.

Vay be… Nasıl Ülkücülük ama…

Sadece “Bahçeli” ile yetinmeyen bu büyük köşe yazarı(!) kendisi gibi düşünmeyenleri de “kâfir” diye niteleyerek hedefine koymuş.

Bakınız bu zat 4 Kasım kurultayımızı nasıl niteliyor;

“4 Kasım vatan ve Ülkücü hareket için köprüden önceki son çıkıştır….4 Kasım Ülkücülerle dış güçler arasında geçecek bir Malazgirt Savaşıdır…Peçenekler, Uzlar ve Kıpçakları, Bozkurtlar ordusu saflarına geçmeye davet ediyorum!..Tekbir seslerinin yasaklandığı saflara değil, yükseldiği saflara katılınız!…”

Evet, aynen böyle yazıyor bu sözde “Ülkücü yazar(!)”

 

MHP Kurultayında “Tekbir sesini yasaklayanlar, onların safında olan müşrikler” ve “Tekbir sesini” yükseltenler/yükseltecekler kimdir de bakalım bre efendi kimlerdir bunlar?

“Malazgirt Meydan Savaşı” Hristiyan Bizans ile Müslüman Türk Devleti Selçuklular arasında yapılmıştır.

Oysa bildiğim kadarıyla 4 Kasım’da MHP 10. Büyük Kurultayını yapacak ve Üst Kurul Delegeleri Genel Başkanları ile merkez yönetimlerini seçecekler.

Ama gel gör ki bu büyük yazara(!) göre durum bildiğimiz gibi değilmiş.

Kurultay delegeleri “Müslim-Gayrimüslim” diye ikiye ayrılmış ve 4 Kasım günü “Tekbir getirenlerle, getirmeyenler” yani kâfirlerle Müslümanlar arasında bir “meydan savaşı” yapılacakmış.

Kendisi de “müşrik delegeleri yani Peçenekleri-Uzları-Kıpçakları” müminlerin safına davet etmekle tarihi görevini yapıyormuş…

Vay bre Tayyar Efendi demek öyle ha…4 Kasım’da “cihada çağrı” öyle mi?

Cenab-ı Allah, MHP’yi bunlar gibilerin tasallutlarından/partimizin yönetiminde söz sahibi olmalarından korusun!

Bu köşeden bir Türk Ülkücüsü ve MHP Üst Kurul Delegesi olarak başta Genel Başkanımız Sayın Bahçeli’ye ve diğer genel başkan adaylarımıza sesleniyor, bir çağrıda/talepte bulunuyorum;

Sayın Genel Başkan Adaylarımız;

 

Lütfen etrafınızda yer alan bazı amigoları, özellikle örneklediğim türden güya taraftarlık yapan, edep-adap dışı söylem ve eylem sahiplerini çevrenizden uzaklaştırınız.

Onları ve söylemlerini onaylamadığınızı/kınadığınızı, MYK’nızda bunlara yer vermeyeceğinizi açıklayınız ki karanlığa kurşun sıkılmasın, kaza/hata olmasın, yollarımız/düşüncelerimiz aydınlansın.

Böylece bizler/Üst Kurul Delegeleri de yürüyeceğimiz “Milli Ülkü Yolumuzda önderimizi/rehberlerimizi” görelim/bilelim ve çamura saplanmadan Ülkücüleri hedefine götürecek yola girelim/girebilelim.

10. Büyük Kurultayımızın milletimize, Ülküdaşlarımıza, partililerimize ve adaylarımıza hayırlı uğurlu olmasını dilerim.

Türk, Türk’ü korumazsa, düşman çamura bulayıp kırbaç çalar biline!

Tanrı Türk’ü Korusun!

——————————————————————————————-

(*) Diğer Genel Başkan adaylarımız Sayın Ahmet Çakar, Sayın Mesut Türker ve henüz resmen adaylığını açıklamayan Sayın Musavat Dervişoğlu’nun da Ülkücü duruşlarını/davranışlarını takdirle karşılıyor, başarı diliyorum.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Leave a comment