# Etiket
##GENEL

Ekrem Kadri UNAT: Yüz Yıl önceki Tıbbiye Mektebinde Bir Milliyetçilik Mücadelesi

Yüz Yıl önceki Tıbbiye Mektebinde Bir Milliyetçilik Mücadelesi

Prof. Dr. Ekrem Kadri UNAT

Bu yıl hekimlikte Türk Milliyetçiliğinin par­lak bir başarısının yüzüncü yılıdır. Bunu kutlama­mız ve bu başarıyı sağlıyanları rahmet ve saygıy­la anmamız gerekir.

14 Mayıs 1839 dan itibaren Mekteb-i Tıbbiye-i Şahanede, Türkçenin ihtiyacı hemen karşılayamıyacağma inanan Sultan II. Mahmud’un emriyle Fransızca tıp öğretimi başlamış (1, 2,3) ve bunun neticesinde, belki de önceden tahmin edilemediği halde Türklerin hekim olabilmeleri ve bu meslek­te yükselebilmeleri ve meselâ tıbbın öğretici kad­rosunda yer alabilmeleri zorlaşmıştır. Nitekim bu başlangıçtan 10 sene sonra, 1849 da, mektebin he­kim olan hocaları arasında yalnız bir Türk’e rastlı­yoruz; küçük cerrahi hocası Mehmed efendi (4), Sultan Abdülmecid’e sunulan bir istida ile “Cemiyet-i Şahane-i Tıbbiye-i Osmaniye” adiyle açılması is­tenen ve 2 Haziran 1856 da padişahın beratiyle açı­lış müsaadesi ve ayda 50 altın lira tahsisatı alınan (3) cemiyetin 39 kurucu üyesi arasında bir tek Türk adı yoktur (5).

15 Haziran 1853 tarihinde Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane Nazırlığına tayin olunan Cemalettin Meh­met efendi, memlekete kâfi derecede Türk hekimi yetişemediğini ve öğretimin yabancı dilde yapılmasının bunda etkisi olduğunu dikkate alarak en. kabiliyetli ve çalışkan öğrencileri Türkçe ve ayrıca Arapça, Acemce’den geniş bilgi sahibi yapmak ve bunlardan faydalanılarak Türkçeye tıp kitapları tercüme edebilecek kadroyu hazırlamak üzere 1857 yılında bir mümtaz sınıf açmış (1, 2) ve Takvimhane-i Âmire musahhihi Lütfi efendiyi hoca, Arif ve Şevki efendileri müzakereci olarak tayin etmiştir.

1859 da Tıbbiye Nazırlığına getirilen Hayrullah efendi bu sınıfı lağvetmiş, fakat buranın öğrenci­lerinden Kırımlı Aziz Idris, Hüseyin Remzi, Meh­med Nedim, İbrahim Lütfü, Hüseyin Halim, Be­kir Ail, Vahid İbrahim… yeni tıbbm da Türkçe ifade edilebileceğini savunmaya başlamışlardır. Bunlar hekimlikte öğretimin Türkçe olması, tıb ki­taplarının Türkçeye çevrilmesi, halka yararlı tıb bilgilerinin Türkçe olarak yazılması gerektiğini, ay­rıca bilgi ve düşüncelerin Türkçe tartışılabılmesi için bir tıp cemiyetine ve bir Türkçe tıp gazetesine ihtiyaç olduğunu dahiliye kliniği muallim muavini Binbaşı Dr. Ahmet Ali Efendiye açmışlardır. Dr. Ahmet Ali efendi öğrencileri takdirle karşılamıştır. Bunlar hep birlikte bir tüzük hazırlayıp 1862 de Eyüp’te Babahaydar mahallesinde eski müzakere­cileri ve o sırada Mekteb-i Tıbbiye Matbaası mü­dürü Hacı Arif Efendinin oturmakta olduğu Beşir Ağa Medresesinde gizli olarak bir cemiyet kurmuş­lardır.

Tıbbiye Nazırı Hayrullah Efendinin yerine 1862 de getirilmiş olan Arif beye Dr. Ahmet Ali Efendi öğrencilerin düşüncelerini bildirmiş ve öğ­renciler de birer konu tercüme ederek nazıra sun­muşlardır. Arif bey tercümeleri takdirle karşılamış, fakat tahsillerine mani olabileceği düşüncesiyle mektebi bitirinceye kadar böyle şeylerle uğraşma­malarını tenbib etmiştir. Bunun üzerine Cemiyet­teki çalışmalar tatil zamanlarına inhisar ettirilmiş, önce Vahit beyin evinde, daha sonra Mercandaki Yenihan’ın bir odasında toplanmağa gayret etmiş­ler ise de bir müddet sonra hiç toplanamamışlar­dır.          – ‘

1866 yılında Kırımlı Aziz, Hüseyin Remzi, İbrahim Lütfü, Nedim Mehmet, Servet Arif, Emin… mektebi bitirerek hekim olmuşlardır. 1865 de ‘tıb­biye Nezaretine getirilen hoca Salih etendi mem­lekete faydalı olacağına inandığı bu cemiyetin gizli kalmasını uygun görmemiş, yaptığı müracaatla Sul­tan Abdülaziz’in iradesini elde etmiştir. Böylece Mektebi Tıbbiye-i Şahanede 1866 da “Cemiyeti Tıbbiyeli Osmaniye” resmen/kurulmuştur, Kırımlı Aziz, Hüseyin Remzi, İbrahim Lütfü ve bunların hekim ve öğrenci diğer arkadaşları tıbbın Türkçe okutulması için daha şiddetli bir mücadeleye giriş­mişler ve böylece 1866 yılında Askeri Tıbbiye Mek­tebi içinde Türkçe öğretimle memleketin sivil sağ­lık işleri için lüzumlu hekimleri yetiştirmek üzere “Mektebi Tıbbiye-i Mülkiye-i Şahane’’nin açılma­sını sağlamışlardır. Burada 1867 yılı Mart ayından itibaren Türkçe öğretim başlamıştır (6).

Diğer taraftan milliyetçi grup beş yüzden faz­la talebesi bulunan Mektebi Tıbbiyei Askeriye – den yılda ancak 5-6 hekim çıkabildiğine halbuki Türkçe öğretim yapan Mekteb-i Harbiye mezunla­rının sayısının çok daha yüksek olduğuna dikkati çekmişler, Mekteb-i Tıbbiye-i Askeriye de de ba­şarı oranını yükseltmek için Türkçe öğretim yapıl­masının gerekli bulunduğunu ileri sürmüşlerdir. Buna karşılık Türkçe öğretim yapılınca mevkileri ve menfaatleri sarsılacak olan Türk olmıyan ve iyi Türkçe bilmeyen hocalarla, toplantılarında Fran­sızca konuşulan Cemiyeti Tıbbiyei Şahanenin di­ğer mensupları (7) Türkçenin tıp öğretimine uy­gun olmadığını sözle ve yazıyla savunmağa, broşür­ler çıkarmaya ve bunları zamanın ileri gelenlerine dağıtmağa başlamışlardır. Bu nüfuzlu insanlara karşı milliyetçiler yılmadan mücadele etmişler ve Kırımlı Aziz, Hüseyin Remzi, Hüseyin Sabri, Vahit ve arkadaşları hazırladıkları bir önergeyi müfreda­tı tıp muallimi Miralay Ahmet Ali bey vasıtasıyle yukarı makamlara yollayabilmişlerdir. Esat Paşa­nın yardımıyla 28 Eylül 1870 (3 Recep 1287, 16 Eylül 1286) tarihinde Darı Şurai Askeri Mektebi Tıbbiye-i Askeriyeden Türk öğretim yapılması gerektiği kararına varmış (3) ve Padişahın iradesi elde edilmiştir.

10 sene önce bir avuç milliyetçi gencin giriş­tiği bu mücadele Türkiye’de tıbbın Türkçe okutulmasını ebediyen sağlamış ve hekimliğin en yük­sek mevkilerinin kapılarını Türklere açmıştır. Os­manlı Devleti Salnamelerindeki kayıtlara göre Tıbbiye-i Adliye-i Şahanenin kurulmasından 30 yıl son­ra 28 hekim hocadan yalnız 4’ü (% 14) Türk ol­duğu halde, Türkçe öğretime başladıktan 30 yıl sonra bunların sayısı Mektebi Tıbbiye-i Mülkiyede 51’e (% 93) Mektebi Tıbbiye-i Askeriyede ise 50 ye (% 88) yükselmiştir.

Tıp Bayramını kutluyoruz; bayramlarda ölüle­rimizi anmak bizim geleneklerimizdendir. 19 uncu yüz yılın ikinci yarısına dalıyoruz ve burada Mek­tebi Tıbbiye Nazırı Cemalettin Efendiyi, Vakanüvis ünlü tarihçi Lütfi Efendiyi, Mektebi Tıbbiye Matbaası müdürü Hacı Arif beyi, Mektebi Tıbbıyei Mülkiye Müdürü iken 38 yaşında veremden ve­fat eden patoloji, tıp kimyası ve daha sonra tıp fi ziği ve iç hastalıkları hocası Miralay Kırımlı Az:/ beyi; her iki tıbbiye mektebinin tıp zoolojisi ve pa­razitolojisi hocası, içine hiç bir yabancının emeği ve eli değdirilmemiş Telkihanei Osmani (Çiçek aşısı müessesesi) nin kurucusu, İlk Türk Mikrobi­yolog ve halk sağlığı eğitimcisi, 50 den fazla ese­rin sahibi Miralay Evliya, Dr. Hüseyin Remzi be­yi, Bab-ı Ser-i Askeri Hastanesi hekimi iken göz rahatsızlığından emekliye ayrılan Kaymakam Ne­dim beyi; Tıbbiye Mektepleri jeoloji ve mineroloji hocası Dr. İbrahim Lütfi Paşa’yı; Mekteb-i Tıbbiye-i Mülkiyenin ikinci müdürü olan ve Türk -‘Yu­nan Harbinde tifüsten vefat eden Miralay Hüseyin Sabri beyi; Humbarahane Hastanesi hekimliğinden emekli Miralay Dr. Hacı Bekir Sıdkı Beyi; yurdu­muzda doğum bilgisinin ilerlemesinde büyük eme­ği geçen ve bu sahanın hocası iken vefat eden Kaymakam Vahit beyi; tıp müfredatı hocası, reçe­telerin Türk yazılmasının ilk savunucusu, gözleri görmediği zamanlarda bile Mekteb-i Tıbbiyenin başarılı ders nazırı “Canlı Kütüphane” Ferik Ah­met Ali Paşayı; 1 numaralı diplomanın sahibi, 26 yaşında nebatat hocası olan, otuz bir yaşında Mek­tebi Tıbbiyei Şahane Nazırı tayin edilince mektep­te reform yapmağa girişen ve bir sene sonra vazife­sinden alınan ve ikinci nazırlığında tıp öğretiminde Türkçeyi yerleştirici son adımı atan Hoca Salih efendiyi ve arkadaşlarını saygıyla ve rahmetle anı­yoruz.

KAYNAKLAR

— Besim Ömer, (1316-1900). Mekteb-i Tıbbıye-i Şahane. Nevsal-i Afiyet. 2: 93-127.

— Rıza Tahsin. (1328-1912). Mirat-ı Mekteb-i Tıbbiye. İstanbul.

— Ergin. O. (1940). İstanbul Tıp Mektepleri, Enstitüleri ve Cemiyetleri. İst. Üniv. Tıp „ Tarihi Enstitüsü Yayınlarından. Sayı: 17.

  • ………………………….  (1850). Raport sur les travaux de l’Ecole İmperial de Constantionople pendant la İO10 annee scolaire 1265-1266.

Gazette Medicale de Constantinople. 2: 13­20.

— Avlonitis, A. (1907). Discours panegyrique. Cinquantenaire de la Societe İmperiale de Medecine de Constantinople. (1865-1906). Sahife 3-48..

— Besim Ömer. (1316-1900). Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane. Nevsal-i Afiyet. 2: 128-131.

— Mühlig. (1870). La langue Turque conyne langue d’enseignement â l’Ecole İmperiale de Medecine Militaire. Gazette Medicale d’Orient. 16: 129-137.

KAYNAK: Yüz Yıl Önceki Tıbbiye Mektebinde Bir Milliyetçilik Mücadelesi / Ekrem Kadri Unat – İstanbul, 1971.
Bilgi, XXIV. cilt, 284. sayı, 8-10. sayfa

https://isamveri.org/pdfsbv/D01508/1971_284/1971_284_UNATEK.pdf