# Etiket
##GENEL

9 Işık Milli Doktrininde Milliyetçilik Üzerine Sohbet -1 / Gültekin ÖZTÜRK

9 Işık Milli Doktrininde Milliyetçilik Üzerine Sohbet -1

 Gültekin ÖZTÜRK 

 Millet/Milliyet duygusu/Milli şuur/Milliyetçilik nedir?

Geniş izahatlara girmeden sonuç olarak antropolojik anlamda “Irk” dediğimiz topluluktan farklı olarak “millet” sosyolojik ve psikolojik bir mefhumdur.
Aynı dili konuşan, aynı milli seciyeye, müşterek tarihe, müşterek milli emellere sahip olan bir kütledir.” (*)

Ailelerinin/soyların önce oymak, boy daha sonra kavim ve millet haline gelinmesi uzun süre ortak bir coğrafyada birlikte yaşamanın “birlikte var olma/beka” mücadelesi vermek zorunluluğunun doğal sonucudur.

Bu birliktelik, birbirine ya da mensup olduğu topluluğa “bağlılık şuuru” yaratmış ve zamanla bu duygu “millet” olgusunu oluşturmuştur.

İşte bu his “Milliyet duygusunun/Milli Bilincin/milliyetçiliğin” kaynağıdır ve milleti oluşturup sürdüren temel güdüdür.”(*)

Bu güdü, yani “ferdin mensup olduğu topluluğa duyduğu bağlılık duygusu ve bu duygunun kuvvet seviyesi” milletlerin güçlerini/varlıklarını sürdürebilmelerinin güvencesini oluşturur.

Bu sebeple bir milleti yok etmek/egemenlik altına almak isteyenlerin öncelikli hedefi  “milliyetçilik fikrini/duygusunu/milli şuuru/birliği”  zayıflatmak/köreltmek/yok etmektir.

Elbette soyların birleşip oymak, oymakların birleşip boy/kabile daha sonrada kavim/millet haline gelmesi ve bunu sürdürmesi kendiliğinden ve sadece “bağlılık güdüsü” sonucu olmamıştır.

Bu yazımızda milliyet duygusunun esaslarından öncelikli gördüklerimden bazılarına değineceğim.

Devlet “millet” oluşumu için şart mıdır?

Evet, “Millet” olabilmek ancak devlet kurabilmekle yani “toplumsal birlikteliğin” belli hukuk kuralları çerçevesinde sağlanmasıyla mümkündür.

Muhakkak ki “devlet” kolayca ve kendiliğinden olmamıştır. Ailelerin/oymakların birinin veya bir kaçının zor kullanmak yöntemi de dâhil çeşitli etkilerle diğer toplulukları bir hukuk/töre/kural düzenine alması yani “devlet” kurması zorlu/kanlı mücadeleler sonunda olmuştur.

Bu bir hukuk içinde sağlanan birlikteliği gerçekleştiren unsura devlet hayatında “Kurucu/egemen” unsur denir.

Millet ise, ancak kurucu unsurun/unsurların etrafında birleşenlerin “devlet” içinde birlikte yaşama bilincine/kararına ulaşmaları sonucu meydana gelmiştir.(*)

Bazı istisnalar olabilirse de diyebiliriz ki  “devlet” olmadan “millet” olunamaz.

Dil birliği millet olabilmenin şartı mıdır?

Evet, devlet çatısı altında birleşen kavimlerin “Millet” olabilmesi için birbiriyle anlaşabilmesi yani aynı “dili” konuşması şarttır.

Tarih ve kültür birliği de fertlerin “ birbirine bağlılık duygusu” hissedebilmesi için millet olabilmenin önde gelen faktörleridir.

Millet/Milliyet duygusu/Milli şuur/Milliyetçilik kavramları nedir/nerede doğmuş ve gelişip yaygınlaşmıştır?

Bu sorulara büyük çoğunluk “Fransız devrimi ile doğup gelişen kavramlardır” diye cevap verilir ancak bu cevap bilimsel açıdan doğru bir cevap değildir.

Bu yanlış, tamamen batılı tarihçilerden alınmış bilgi/bilgilere hangi sebeple/etkiyle itibar edildiğini anlamak mümkün değildir.

Ne yazık ki “batılı söylüyorsa doğrudur” şeklindeki inanç anlaşılmaz bir şekilde ısrarla sürdürülmektedir.

Bu yaklaşım Türk’e/Türk Milliyetçisine hiç yakışmayan aşağılık duygusundan başka bir şey değildir.

Milliyet duygusu ve beraberinde gelen kavramlara ilişkin yukarıdaki sorumuzun cevaplarını vermek ve yazımızda sözü edilen diğer kavramları geniş bir biçimde açıklamak isterdim ama bunların her biri bir kitabın konusunu oluşturacak kadar geniş kapsamdadır.

Toplumumuzun okumayan bir toplum olduğu, hele uzun yazıları/kalın kitapları okuma alışkanlığı olmadığı için bu köşe yazımızı daha fazla uzatamayacağım.

Bu konuya serinin 2. ve 3. yazılarında devam edeceğim.

Yeni yazımda buluşmak dileğiyle kalın sağlıkla.

Ne Mutlu Türk’üm Diyene!

——————————————————————————————-

(*) Ord. Prof. Sadri Maksudi Arsal/Milliyet Duygusunun Sosyolojik Esasları

 

 

 

 

 

 

 

  

 

 

 

 

 

 

Leave a comment