Asena Kınacı MORAL: “Ankara’ya Hoş Geldin Atam!”
HOŞ GELDİN ATAM
“Ankara, Ankara, güzel Ankara,
Seni görmek ister her bahtı kara,
Senden yardım umar her düşen dara,
Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı ile birlikte on yıldan fazla bir süre hiç durup dinlenmeden dünya devletleri ile dokuz ayrı cephede savaştı. Bu cephelerde düşmana karşı verdiği mücadeleleri kazanmasına rağmen Birinci Dünya Savaşına birlikte katıldığı müttefik devletler yenildiği için 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Mütarekesi ile savaşı yenilmiş olarak bitirdi. Osmanlı Devleti ve dünya devletleri arasında imzalanan Mondros Mütarekesi sonrasında Anadolu düşmanlar tarafından işgal edilmeye başlandı. İstanbul ve güney illerimiz İngilizler ve Fransızlar ve İtalyanlar tarafından işgal edilirken İzmir de 15 Mayıs 1919 ‘da Yunanlılar tarafından işgal edildi. Mustafa Kemal İzmir’in işgalinden bir gün sonra 16 Mayıs 1919’da Bandırma Gemisi ile görevli olarak Samsun’a doğru yola çıkarken Türk milleti için zor ama aydınlık günler ufuktaydı.
Osmanlı Devleti tarafından 9.Ordu Müfettişliği görevi ile 19 Mayıs 1919’da Samsun’a gelen Mustafa Kemal Samsun’da eşraf ile görüştü, istişarelerde bulundu. Burada halkın İzmir’in işgal edilişine verdiği tepkileri değerlendirdi. Türk milleti son nefese son damla kana kadar düşmana karşı mücadele edilmesi gerektiğini söylüyordu. Anadolu’da Türk milletinin bağımsızlık isteği vatan evlatlarını -Mustafa Kemal’i- göreve çağırıyordu. Bu nedenle Mustafa Kemal Osmanlı Devleti tarafından kendisine verilen devlet görevinden istifa ederek İstiklal yolunun yolcusu olmayı tercih etti. Mustafa Kemal ve yol arkadaşları tarafından düzenlenen ve “Milletin İstiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” kararı alınan Amasya Genelgesi’nin yankıları sürerken kurtuluş mücadelesi yolunda Sivas Kongresi ve Erzurum Kongresi düzenlendi. Mustafa Kemal ve arkadaşları kongreler sonrası alınan kararlarla Türk milletinin gür sesi olup “Vatan bir bütündür, bölünemez!” diyerek yeni bir Türk Devleti kurulacağını müjdelediler.
Mustafa Kemal 27 Aralık 1919’da bir kış günü Dikmen sırtlarından Ankara’ya vardığında yorgundu, geleceğin bilinmezliğinin kaygısı vardı yüreğinde, bizim dağlarımızın başındaki duman gibi dumanlıydı başı onun da…Ama onu, işini gücünü bırakıp ona koşmuş Ankaralılar sevgiyle bekliyordu, saygıyla bekliyordu, ona inanarak bekliyordu. Davullar zurnalar çalıyordu. Ankara’da bayram havası vardı. Seğmenler en güzel oyunlarını onun için oynuyordu. Büyük bir coşku vardı bu karşılamada. Bugün Ankara’ya İstiklal yolcusu Mustafa Kemal geliyordu. Türk’ün Atası yol başçısı geliyordu. İşte Ankaralıların bu inanmışlığı Ankara’nın başkent olma hikâyesinin de başlangıcıydı. İstiklal mücadelesi için bir merkez arayan Mustafa Kemal, Ankara’nın stratejik yönden elverişli şartlarda olması, demiryolunun Ankara’da sona ermesi, Ankara’dan çevre illere ulaşım olanağının kolaylığı, Batı Cephesine ve diğer çarpışma alanlarına Ankara’nın eşit mesafede bulunması gibi nedenleri de göz önünde bulundurarak çalışmalarına Ankara’da devam etmeye karar verdi. Milli Mücadele’nin kutlu kararları Ankara’da görüşüldü, alındı, bu kararlar Ankara’da dünyaya okundu, haykırıldı. İstiklal yolunun yolcuları uykusuz uzun geceleri Ankara’da geçirdi. İstiklal yolunun yolcuları cepheden gelen kötü haberlere Ankara’da ağladı, cepheden gelen zafer haberleri ile Ankara’da umutlandı, güldü. Ankara böylece İstiklal Savaşımızın kalbi ve karargâhı oldu. 23 Nisan 1920’de yeni Türkiye Devleti Ankara’da -Türkiye’nin kalbinde- kuruldu. İstiklal yolunda atılan her adımda Ankara’nın sesi, nefesi ve gölgesi vardı. Hacı Bayram-ı Veli’nin, Ali Semerkandi’nin, Yakup Abdal’ın, Hüseyin Gazi’nin sessiz duaları Ankaralıların inanmışlığı ile birleşince Ankara Sakarya ve Büyük Taarruz Zaferi’nin müjdesinin tanığı oldu.
Mustafa Kemal 13 Ekim 1920’de Ankara’ya başkentliğin Ankaralılara başkentli olmanın gururunu hediye etti.
27 Aralık 2021….Sevgili Ata’m Ankara’ya hoş geldin. Dikmen sırtlarında seni karşıladığımız 27 Aralık 1919 gününün heyecanını her yıl aynı coşkuyla yaşıyoruz. Ankara’ya ve Ankaralılara yüreğini verdiğin hiç unutulmayacak. Sen koca yüreğinle nasıl Ankara’yı bağrına bastıysan şimdi Ankara’nın ve Ankaralıların bağrında sessiz, huzurlu, gururlu ve hür … ilelebet uyu!…Türk milleti sana daima minnettar Atam!…. Ankara’ya hoş geldin Atam!