Prof. Dr. Faruk K. TİMURTAŞ: MİLLİYETÇİLİK VE TÜRK MİLLİYETÇİLERİNİN VASIFLARI
MİLLİYETÇİLİK VE TÜRK MİLLİYETÇİLERİNİN VASIFLARI
Prof. Dr. Faruk K. Timurtaş
Milliyetçilik mensup olunan milleti sevmek ve yüceltmek, duygu ve şuuru, milleti ve milliyeti meydana getiren maddî ve manevî unsurlara, müesseselere, değerlere bağlı olmak ve bunların korunması, devam ettirilmesi, geliştirilmesi için çalışmak mânâsı ifade ettiğine göre, milliyetçi olmak, çok güç bir iştir. Milliyetçilik büyük gayret, fedakârlık, feragat isteyen bir dâva adamlığıdır. Dâva adamlığı mücâhitlik, idealistlik demektir. Milliyetçilik ve yalnız millî duygu ve heyecanlara sâhip bulunmak, ne de belirli görüş ve düşüncelere dayanan bir doktrine bağlı olmaktır. Milliyetçilik hem bir ideoloji ve ülkü, hem bunların icab ettirdiği bir ahlâkî anlayış ve davranıştır. Milliyetçilik mânevî değerlere bağlılık, heyecan ve duyguların, görüş ve düşüncelerin yurdu kalkındırmak, topluluğu ilerletmek dâva ve ülküsü etrafında birleştirilmesi demektir. Milliyetçilik büyük bir sistemdir. Bu sebepledir ki, milliyetçi olmak kolay değildir diyoruz.
Türk milleti, tarih boyunca daima millî duygu ve millî şuuru yüksek bir topluluk niteliği göstermiştir. Bu vasıf, bugün de devam etmektedir. Millî duygu ve heyecan şeklinde görülen milliyetçilik, bir asırdan beri bütün dünya ülkelerinde esaslı bir gelişme göstermiş ve fikrî temellere oturtulmuştur. İmparatorlukların da parçalanmasından sonra milliyetçilik düşüncesi kuvvetlenmiş, bir sistem ve doktrin haline gelerek çağa damgasını vurmuştur. Yirminci yüzyıl bir milliyetçilik çağı olmuştur. Memleketimizde de Türk milliyetçiliği bir heyecan ve duygu meselesi olmaktan çıkmış, fikrî yönü de kuvvetli bir sistem ve dâva mahiyetine erişmiştir. Heyecan, görüş ve düşünce ile ülkünün terkibi olan milliyetçilik dâvasını yürütmek birtakım vasıflara mâlik olmayı gerektirir. Milletimizin tamamına yakın denecek kadar çok büyük bir kısmı milliyetçilik kelimesini telâffuz etse de, etmese de, millî duyguların hâkim olduğu bir davranış ve yaşayış içerisindedir. Milliyetçiliği ideoloji ve idealin elele verdiği bir sistem olarak kabul edenlerin, yâni bunu bir dâva haline getirenlerin taşıması lâzım gelen vasıfları topluca belirtmeye çalışalım. Bu vasıflar ve husûsiyetler, aynı zamanda Türk milliyetçiliğinin bugünkü dayanaklarım ve esaslarını da ortaya koyacaktır.
- Devlet Anlayışı:
Türk milletinin devleti mukaddes bilme inancım, Türk milliyetçileri kemâl derecesinde temsil ederler. Devletin devamım, yaşamasını sağlamak, Türk devletinin ebedîliğine inanmak Türk milliyetçilerinin ilk prensibidir.
- Vatanseverlik:
Türk milliyetçiliğinin temel kaynaklarından biri vatan sevgisidir. Türk milliyetçileri vatanın bölünmezliğine, parçalanmazlığına candan inanır. Bunun için her türlü cefaya göğüs gerer, her fedakârlığa katlanır. Milliyetçilerin geniş bir vatan anlayışı vardır. Türklerin toplu olarak bulunduğu her yer vatandır. Türk milliyetçileri anavatan dışındaki Türk ülkeleri ile de ilgilenirler.
- Millet Bütünlüğü:
Milliyetçilik, milleti bütün olarak düşünmek, sınıf esasına ve sınıf mücâdelesine yer vermemektir. Türk milliyetçileri millî bütünlüğe büyük ehemmiyet verir, milleti hiçbir şekilde bölünemez bir varlık kabul ederler. Millet fertlerini aynı derecede sever; mezhep, bölge, soy gibi ayırıcı tutumları şiddetle reddederler. Milliyetçiler Türk milletini târih ve coğrafya içerisinde bir bütün telâkki eder; Türkçe konuşan, devlete bağlı, millî kültüre sâhip herkesi “Türk” sayarlar. Millî birlik ve beraberlik, Türk milliyetçilerinin çok değer verdiği bir husustur.
- Demokrasiye Bağlılık:
Türk milliyetçileri, demokrasiye, hür ve parlamenter rejime inanırlar. Komünizme, faşizme ve her çeşit dikta idaresine karşıdırlar. Milliyetçiler aksini Büyük Millet Meclisi’nde bulan millî hâkimiyet ve millî irâde esaslarına derin saygı duyarlar.
- Kanunlara, Nizama Saygı:
Milliyetçiler, kanunlara ve nizama saygıyı başta gelen bir davranış sayarlar. Hukuk devleti anlayışına gönülden bağlıdırlar.
- Halkçılık:
Milliyetçiler, milleti teşkil eden en büyük zümre olan ve millî kültürü şifahî olarak en canlı şekilde devam ettiren halka çok büyük sevgi beslerler. Halkı sömürmek değil, onu ilerletmek ve geliştirmek için uğraşırlar.
- Dine Saygı ve Bağlılık:
Türk milliyetçileri İslâm’a gönülden bağlıdırlar ve ona derin saygı duyarlar. Milliyeti meydana getiren iki büyük unsur dil ve din olduğundan, İslâmiyeti vazgeçilmez bir kaynak kabul edip, onun icaplarım yerine getirmeye çalışırlar. Milliyetçilerin din anlayışı her türlü hurâfe ve bâtıl şeylerden uzak, Müslümanlığı aslî şekliyle kavrayan bir anlayıştır. Milliyetçiler, dinî ve millî bütün mânevî değerlere saygılıdırlar.
- Millî Kültüre Bağlılık:
Türk milliyetçileri, milliyeti meydana getiren en mühim unsur millî kültür olduğu için, ona pek fazla değer verirler; onun bütün müesseseleriyle yaşamasını, gelişmesini isterler.
- Târih Sevgisi ve Şuuru:
Türk milliyetçileri çok eski, büyük ve şerefli bir târihin sahibi olmanın idrâki ve gururu içindedirler. Târihleriyle övünür, ilerlemek ve kalkınmak için ondan hız ve güç alırlar. Her sahadaki gelmiş geçmiş büyüklerini yakından tanır, onlara gönüllerinde en mûtenâ yeri verirler.
- Dil Şuuru:
Türk milliyetçileri, millî kültürün en mühim unsurlarından olan dilin bozulmaması, gelişmesi ve zenginleşmesi için büyük gayret gösterirler. Dilin sâdeleşmesini ister, fakat uydurmacılıktan şiddetle kaçınır ve onunla mücâdele ederler.
- Gelenek ve Töreye Bağlılık:
Milliyetçiler, târihin içinden süzülerek gelen geleneklere ve âdetlere bağlıdırlar, töreye ve Türk-İslâm sentezi sonunda ortaya çıkan millî ahlâka büyük önem verir, buna sâhip olmaya ve buna uygun yaşamaya çalışırlar. Başka milletlerin âdet ve ahlâkını edinmeye karşıdırlar, yabancılaşmayı asla hoş görmezler.
- Mâneviyatçılık:
Milliyetçiler, mâneviyatçı bir dünya görüşüne sahiptirler. Materyalist görüşleri ve bunlarla ilgili doktrin ve sistemleri kabul etmezler. Ahlâkî sahada olduğu gibi, siyâsî ve iktisâdi sâhalarda da materyalizmi kabul etmezler.
- Millî Köke Bağlılık:
Türk milliyetçileri ilerleme ve kalkınmanın yollarını kendi öz kaynaklarından bulmaya çalışırlar. Taklitçilikten kaçınırlar. Başka milletlerden kopya edilen sistem, doktrin ve rejimlere rağbet göstermezler. Türk’e has yolu çizmeyi, millî kaynaklardan faydalanmayı göz önünde tutarlar. Kökü dışarıda görüşleri benimsemezler.
KAYNAK: TÜRK KÜLTÜRÜ, SAYI: 188, HAZİRAN 1978
451