# Etiket
##GENEL

Emine Işınsu / Devlet Düzeni

Selâm

Devlet Düzeni

E. Işınsu Okçu

Biz milliyetçilerin kaderidir; kimi zaman görünür, kimi zaman kayboluruz! Diyeceğim, görünmek isteriz de.. hep Hak’tan yana. milli birlikten yana olduğumuz için pek öyle herkesin işine gelmeyiz, kaybederler bizi! Okuyucularımdan, iki yıl önce bir gazeteden ayrılmak zorunda kalmıştım. Şimdi, DEVLET’de buluşuyoruz. Sizleri bilemem ben kendi hesabıma sevinçliyim. Çünkü, diyeceklerim var, şöyle dereden tepeden ve hâl-i ahvalden konuşmayı özledim. “De, diyeceksiniz, konuş, kimin umurunda?” Vallahi haklısınız. Bu zaman, başkalarının zamanı çünkü. Söz onların, hüküm onların; Biz sağcıyız efendim, gericiyiz, bir şeyden anlamayız; iktisat ilminin yanından geçmemişiz. “Milliyetçilik” gibi modası geçmiş bir mefhumu tutturmuşuz! Falan filan, zırva mı ararsınız, çuvalla! Gözünüzün içine baka baka yalan söylerler, kılları kıpırdamaz. Kalemlerinden kan damlıya iftira ederler, çaldıkları minareye kılıf uydurmaya çalışırlar; gazetelerinin satışı düşmez. Hem de pek şuurlu (!) kapitalistlerin çarşaf gibi ilânlarını basa basa imkânlarını çoğaltır. Bilmem ki, dünyanın neresinde görülmüştür, adam; “Başınıza gelip, sizi kıtır kıtır doğrayacağız.” der yemin billah eder. Ananıza, bacınıza söver. Siz, yazdığı gazeteye ilan üstüne ilân verir, iyice beslenmesini sağlarsınız. Zahir sizi keserken kolu incinip yorulmasın diye. Velhasıl akıl almadık, söz ermedik işler olur; rahmetli Fuat Paşa, “Siz dışardan, biz içerden uğraştık. Devleti bir türlü yıkamadık” demiş.

Bu söz, o zamandan bu gerçekle ilişkisini zerre kaybetmeden gelegelmiştir. Lâtife bir yana, durup düşünmek gerek. Hem dışardan önce uğraşılmasına rağmen, Devlet’in bir türü yıkılmayışlarının sebebi ne? Sebeb, Orta Asya’ya; Büyük Hun Devletine değin uzanır. Sağlam Türk Töreleri ve bu törelere yürek, kafa ve davranış ile tam mânasıyle itaat… Anahtar, budur, İslâmiyet’i kabul ettikten sonra, manevi kurallarla bağdaşan ve bir daha zenginleşen Türk-İslâm töreleri, Han’ın, hükümdarın, padişahın her ne isim verilirse baştakine, onun üstündedir. Baştaki; hanlığını beyliğini,  padişahlığını ancak bu törelere en iyi şekilde uyarak ispat etmek zorunluğundadır. Türk-İslâm Devlet Düzeni; iyilik, dürüstlük, adalet kavramları üzerine kurulmuş, bu kavramların yürütücüsü ve koruyucusudur. Karşı gelene, bozgunculara cezası kesindir. Gaye, şahsi çıkar veya rey endişesi olmayıp, milli bütünlüğün devamı ve devlet düzeninin esirgenmesi olduğu için tavize ivaza sapılmaz, “şimdilik idare” yoluna hiç gidilmez. Tarihte geçen olaylar, bu gaye uğruna kardeş kardeşi öldürmeyi gerektirmiştir. Akan kan, milli birliğin ve devlet düzeninin devamı içindir, tartışması yapılamaz. Ve şimdi sallanan düzen yara yara ayrılan milli birlik. Sebep? Sorar mısınız?

Batı hayranlarının iliklerimize sindirdiği küçüklük kompleksiyle uzaklaşmayı marifet saydığımız Türk-İslâm törelerinden kopuşumuz ve bizi can evimizden vuran yabancı kültür emperyalizmidir… desek, daha sonra mısınız? Rey endişelerinden, şahsi çıkar, kulluk kapma ihtirasından bahis mi açarsınız? Yoksa, tahsil ettikleri dilin yabancı olduğuna aldırmayıp, yabancı otomobile kızan gençleri mi, bağrımızda Ortodoks kininin bir abidesi gibi yükselip, bağrımızı delmeye çalışan Patrikâneyi mi?. Rumeli Hisarı’nın yanında, Anadolu Hisarına inat, “Türkler oradan girdi Bizans’a biz buradan gireceğiz.” diyen Robert Kolleji görmeyip, sırf Rumlara boy göstermek amacı ile karasularımızı ziyaret eden Amerikan gemicilerini sille tokat denize atan çocukları mı, düşünürsünüz? Daha neler gelir aklınıza? “Tümenle” diyeceksiniz. Doğru.

Fakat hepsinin nedenini, yine Türk İslâm törelerini hor görüp onlardan kopuşumuza bağlamak gerekir. Çünkü millî şuuru veren, devlet düzenine bağlılığı, itaati veren törelerdir. Eğer bugün düzen sallanıp sallanıp bir yerde duruyorsa: yine de bu törelere uyan bir kısım halk ve uymaya çalışan bir kaç devlet adamının yüzü suyu hürmetinedir.

KAYNAK: Devlet, 7 Nisan 1969, Sayı:1,  s. 2.

(*)Emine Işınsu’nun Devlet Dergisi’nde E. Işınsu Okçu imzası ile “Selam” adlı köşesinde yayınlanan ilk yazısıdır.

Leave a comment