# Etiket
#Arif Nihat ASYA #EDEBİYAT #GÜNDEM

Arif Nihat ASYA: Yılbaşı Bizim Neyimiz Olur?

 

Yılbaşı 

Bizim Neyimiz Olur?

Arif Nihat ASYA

Yılbaşı neyimiz olur? Ramazan Bayramımız mı? Kandilimiz mi? Kurban Bayramımız mı?

Biz, Muharremlerle, Martlarla başlayan yıllar da biliriz… Ki, hiçbiri böyle şımarıklıkla, böyle ayyaşlıkla, böyle kumarbazlıkla açılmazdı. Hepsi, efendi yıllardı.

Bu bahsi bu kadarla geçiyor ve Noel Baba‘ya geliyorum: Memleketimize, herhalde, Beyoğlu‘ndan giren, Haliç‘i atlayarak Fatih‘lere, Aksaray‘lara, sonra Rumeli‘ye ve Boğaz‘ı aşarak önce Kadıköy’lereModa’lara ve sonra Üsküdar’lara ve oradan Anadolu‘ya geçen bu bunak, neyimiz olur: Babamız mı, dedemiz mi, amcamız mı, yoksa Avrupalılıktan pîrimiz mi?

İstanbul‘un Tepebaşı‘ndan Adana‘nın Tepebağı‘na kadar her yeri bilen, her yere uğrayan bu moruk kimdir, necidir?

Bir resmine bakarsanız Havarîlere, öteki resmine bakarsanız Rasputin‘e benzeyen bu iskambil papazı, aramızda neyin nesidir… Bunu merak etmediniz mi?

Siz bırakın da ben söyleyeyim onun kim olduğunu: O, Haçlı Seferleri‘nden kalma bir kılınç artığıdır. O zaman silâhla giremediği yerlere, şimdi beyaz sakalıyla saygılar ve sevgiler toplayarak girebiliyor.

O, evimize girerken eşeğini kapımızın halkasına bağlayan bir Piyer Lermit‘tir…

Kardeşlerini Mukaddes Savaş‘a hazırlamaktan geliyor. O, adıyla sanıyla bir misyonerdir ki, kılığını değiştirmiş… Ve bizi avlamaya, kucağında getirdiği oyuncaklarla en can alıcı noktamızdan çocuklarımızdan başlamıştır.

Bu cömertliğinin karşılığını istemeyecek mi sanıyorsunuz; fedâkarlığının sebebini düşünmediniz mi?

Bırakın, onun hakkından ben gelirim: İşte sakalını çekince gördünüz… Sakalı elimde kaldı ve altından Lücifer (şeytan) çıktı. Bilirsiniz ki, câsuslar da kıyâfetlerini ekseriyâ değiştirirler. Bu, mezar beğenmeyen hortlağa ya mezarını gösterin, yahut bırakın: Haç‘ında çarmıha gereyim onu.

Tehlikeyi sezer de kendiliğinden gitmeye kalkarsa, çıkarken ceplerini yoklamayı unutmayınız: Muhakkak, bir şeyinizi çalmıştır.

 

 

Leave a comment