# Etiket
##GENEL #GÜNDEM #Öneriler

Kenan EROĞLU: ZİYA GÖKALP Külliyatı Yayınına Katkım Nasıl Oldu?

“Kitapyurdu Karbon Kitaplar” Yayını Olarak

“Ziya Gökalp Külliyatı, Türkçülüğün Esasları ve Kenan Eroğlu”

Kenan EROĞLU

Bilindiği gibi “Türkçülüğün Esasları” kitabı büyük filozofumuz Ziya Gökalp’a aittir.  Hemen her Türk aydını, başta “Türkçülüğün Esasları” olmak üzere Gökalp’in pek çok kitabını da okumuştur. Pek çoğumuz da Ziya Gökalp’ı tanır ve severiz.

Ziya Gökalp, hem “Meşrutiyet” döneminde, hem “Balkan Savaşı”, “Birinci Dünya Savaşı” sırasında ve hem de Cumhuriyet döneminde yazdığı pek çok eser ve çeşitli dergilerde yayınladığı yazıları ile toplumsal hayatımız konusunda hem izahlar getirmiş ve hem de teklifler ileri sürmüş ve Türk Milliyetçiliğini de sistemleştirmiştir.

Ziya Gökalp ve onun eserlerini Milliyetçi Harekete katıldığımız (1970’li yıllar.) senelerden itibaren okumuş bir insanım. “Türkçülüğün Esasları” kitabını ise birkaç kez okuduğumu hatırlıyorum. Daha sonra “Türk Töresi”, “Türkleşmek İslamlaşmak Muasırlaşmak”, “Türk Ahlakı”, “Yeni Türkiye’nin Hedefleri”, “Çınaraltı Konuşmaları” kitapları da Gökalp’ten okuduğum kitaplar arasındaydı. Son olarak ise bu güne kadar baskısı yapılmayan/yapılamayan 1000 sayfaya yaklaşan “Felsefe Dersleri” kitabını almıştım. Ayrıca yine kitaplığımda bulunan ve Osmanlıca olarak 1923 tarihinde “İstanbul Matbaa-i Amire de basılan “Türk Medeniyeti Tarihi” kitabını da zaman zaman okumuştum. Bu arada, Türk Ocakları mensubu olan Alaaddin Korkmaz tarafından kapsamlı bir şekilde hazırlanan ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından da basımı yapılan “Ziya Gökalp Aksiyonu, Meşrutiyet ve Cumhuriyet Üzerindeki tesirleri” kitabını da almış okumuştum.

Şimdi sorulabilir Ziya Gökalp Külliyatı, Türkçülüğün Esasları ile Kenan Eroğlu’nun ne ilgisi var?
Anlatayım efendim.
Değerli yazar arkadaşımız Ülkücü Yazarlar Derneği kurucu genel başkanı Dr. Hayati Bice ile olan muhabbetimiz biliniyor olmalı. Kendileri çok verimli ve bir o kadar da çalışkan bir yazar ve düşünürümüz. Verdiği eserler başlı başına birer değerdir. Bice’nin  “basın-yayın dünyası, yayıncılık, yayınevleri, yazarlar” ve “yeni çıkan kitaplar” konusunda ilgili birisi olması hasebiyle, Kitapyurdu yetkilileri ile geçen sene Haziran ayı sonlarında bir görüşmelerinde “Gökalp eserlerinin Osmanlıca aslından günümüz Türkçesine hatalı aktarım sorunları” konusu gündeme gelmiş. Yayınevi ilgilileri kendisinden baskılardaki hataların giderilebilmesi için eserlerin Osmanlıca aslı ile karşılaştırarak son okumasını yapabilecek birisini tavsiye etmesini istemişler. Hayati Bice, Osmanlıca metinleri okuyabildiğimi  bildiği için, beni arayıp bu işi yapıp yapamayacağımı sordu. “Yapmaya çalışırım” sözüm üzerine ismim yayınevi yetkililerine iletiliyor.

Bu konudaki görüşmemizden birkaç gün sonra ardından Kitapyurdu’ndan bir yetkili beni aradı ve “Ziya Gökalp kitaplarının Osmanlıca asıllarından günümüz Türkçesine aktarımının son okumaları yapılıp  Osmanlıca aslından aktarımdaki yanlış okumaların, atlamaların düzeltilmesi gerekiyor. Sizin isminiz tavsiye edildi” dedi. Ben de “İş tam bana göre, elbette yapabilirim” dedim. Böylece Gökalp eserleri ile ilgili maceram başladı.

10 Temmuz 2019 tarihinde düzeltmem istenen ilk kitabın, “Türkçülüğün Esasları”nın Osmanlıca aslı ve aktarılan metin “Türkçülüğün Esasları” kitabı mail adresime “Çevirmen ve Redaktörlerimizin Dikkat Etmesi Gereken Yayınevi Tercihlerimiz” konulu bir açıklama ile birlikte geldi. Bu açıklamada “Tekrara kaçan bazı kelimeler, nokta, virgül, tarih ve hesaplamalarda rakam kullanılmaması, şapka ve külah işaretlerinin de Türk Dil Kurumu kaidelerine göre yapılacağı” gibi konulara değiniliyordu.

Türkçülüğün Esasları kitabının; “Milli İctimaiyat Kütübhanesi” Sayı:1 olarak 1923 “Ankara Matbuat ve İstihbarat Matbaası”nda basılmış Osmanlıca aslı ile Kitapyurdu Karbon Kitaplar arasında basılmış Nisan 2018 tarihinde çıkan metin üzerinde çalışmaya başladım.

Yapmaya başladığım son okuma kontrolü  için dizüstü bilgisayarımın yeterli olmadığını gördüm. Çünkü 1920’lerde Ziya Gökalp’in kullandığı terkip, deyim ve kelimelerin pek çoğu bu gün kullanılmıyordu. Dolayısı ile karşılıklı kontrol işini yapabilmem için 2-3 ayrı kaynaktan kitaba bakmam ve de ayrıca bazı kelimeler için de kapsamlı bir sözlük kullanmam gerekiyordu. Evde bulunan eski bir masaüstü bilgisayarı da kullanarak Osmanlıca metni o bilgisayardan, düzelteceğim metni de dizüstü bilgisayardan düzeltmeye başladığımda gördüm ki Ziya Gökalp tarafından 1900’lerde kullanılan pek çok kelime bu gün kullanılmıyor. Pek çok özel ismin Osmanlıca yazılışının günümüz alfabesine aktarımı da bende tereddütlere sebep oldu. Peki, ne yapmalıydım? İyi ki Tercüman Gazetesi tarafından “kültür hizmeti” olarak basılan ve Şemsettin Sami tarafından 22 Ocak 1900 yılında tamamlanmış olan “Kamus-ı Türki” (Temel Türkçe Sözlük) kitaplığımın baş köşesinde bekliyordu. Sözlüğü de yanıma açtım, takıldığım kelimelere oradan bakıyordum. Fakat bu kez de 1900 yılında yazımı tamamlanan “Kamus-ı Türki” de günümüzde kullanılan bazı kelimelerin olmaması beni yine sıkıntıya sokuyordu. Bu kez de İstanbul’da faaliyet gösteren “Kubbealtı Cemiyeti” tarafından çıkartılan Türkiye’nin en kapsamlı lügati olarak kabul edilen “Kubbealtı Lügati” sayfasını da bilgisayarda açtım. Bu şekilde bir nevi çeviri olan yaptığım işin tam olup olmadığından yine de emin olamadım.

Peki, başka ne yapabilirim diye düşünürken, “Ülkü-Yaz” (Ülkücü Yazarlar Derneği) arşivinde bulunan Ziya Gökalp’a ait kitapları da bilgisayara indirdim. Ülkü-Yaz’da olmayan Gökalp kitaplarını Kültür Bakanlığı baskılarından da kontrol etmeye başladım. Biraz çetrefilli bir yol imiş gibi görünüyor olsa da, yapılması gereken bir iş ve okunması ve günümüz Türkçesi’ne aktarılmış olan metinin hatasız bir baskısı için son okumaları yapmam gerekiyordu.

Serinin ilk kitabı olarak “Türkçülüğün Esasları” nı satır satır, hem Osmanlıcasından hem Kitapyurdu tarafından daha önce hazırlanan ama konrolü istenen metinden, hem de bilgisayarda ve elimde olan metinlerden hece hece, kelime kelime karşılaştırarak  son okumasını yaptım. Bulduğum hataları, metin üzerinde göstererek bir dosya haline getirdim.  20-25 gün süren “Türkçülüğün Esasları” nın son okumasının ardından diğer kitapları da (Türkleşmek İslamlaşmak Muasırlaşmak, Türk Töresi ve Altın Işık) yine ortalama 20-25 er günlük süreçlerde gözden geçirdim.

İlk bakışta çok zor gibi görünen bir durumla karşı karşıya kalmıştım. Fakat Ziya Gökalp ve onun 1900’lü yıllarda yazdığı kitapların (“Türkleşmek İslamlaşmak Muasırlaşmak” kitabı 1918’de, “Türkçülüğün Esasları”, “Türk Töresi” ve “Altın Işık” kitapları 1923 1923 tarihinde ilk baskılarını yapmıştı.) asıllarından okumak bana bütün zorlukları kolaylaştırdı, yorgunluklarımı unutturdu.

Yaptığım bu “son okumalar” sırasında mübalağasız söylüyorum her kitabı  3-4 kez tekrarlayarak, yeniden bakarak, bir önceki satırla ilgisini kurarak ve büyük bir titizlikle, okudum. “Türkçülüğün Esasları”, “Türkleşmek İslamlaşmak Muasırlaşmak” ve “Türk Töresi” kitaplarını ilk gençlik yıllarımda zaten okumuştum; bilgilerimi de tazelemiş oldum. Adeta, Gökalp’i yeniden keşfettim. Bu açıdan da ayrıca mutlu olduğumu belirtmek isterim.

Son okumalarını yaptığım kitapları, yayınevine ilettikten sonra  basımı için bir süre beklemem gerekiyordu. Epeyce bir süre geçtikten sonra Kitapyurdu’ndan beklediğim telefon geldi ve son okumalarını yaptığım dört kitabın basımının yapıldığı haberini aldım. Bu sevinçli haberi sizlerle hemen paylaşmak istedim ama ne yazık ki kitaplar elimde yoktu. Kitapların elime geçmesini beklemeliydim. Nihayet 24 Haziran 2020 tarihinde ilk olarak basımı yapılan “Türkçülüğün Esasları” ve “Türkleşmek İslamlaşmak Muasırlaşmak” kitapları elime ulaştı. 25 Haziran 2020 tarihinde  önce “Türkleşmek İslamlaşmak Muasırlaşmak” kitabının künyesini sosyal medyada  kıvançla  paylaşmıştım. İkinci olarak basılan kitap olan, “Türkçülüğün Esasları”nı ise ertesi gün paylaştım. Bu çalışmamdan dolayı beğenilerini esirgemeyen tüm arkadaşlarıma ayrı ayrı teşekkür ederim. Diğer iki kitap olan “Altın Işık” ve “Türk Töresi” kitapları da geçtiğimiz günlerde elime ulaştı. Bu haberi de siz kadirşinas dostlarımla paylaşmak istedim.

Yukarıda da belirttim bir defa daha belirtmeme müsaade ediniz. Türk tefekkür hayatımızın ufkunda bir güneş gibi parlayan ve parlamaya devam edecek olan büyük mütefekkirimiz Ziya Gökalp’in kitaplarını kelime kelime, satır satır okuyarak, üzerinde düşünerek “son okuma”larını yapmış olmam benim için mutlulukların belki de en büyüğüdür. Ziya Gökalp kitaplarının çok uygun fiyatlarla  günümüz Türkçesinde yayınına  katkıda bulunmaktan dolayı, ayrıca kıvanç duyduğumu belirtmek isterim. Bu açıdan kendimi şanslı sayıyorum.

Kim bilebilirdi ki, vefatından neredeyse 100 sene sonra büyük mütefekkirimiz, Ziya Gökalp’in ölümsüz ismi ile Kenan Eroğlu adı bir kitabın künyesinde bir araya gelecek. Demek ki olacak ve gelecekmiş. Yüce Yaradanımızın takdiri demek ki böyleymiş.

Son olarak bu vesile ile “Kitapyurdu-Karbon Kitaplar” yetkilileri ile bu kutlu işe vesile olan Hayati Bice dostuma çok teşekkür ederim.

“Kitapyurdu-Karbon Kitaplar” sayfasından çok uygun fiyatlarla alabileceğiniz Ziya Gökalp eserlerini alın, okuyun-okutun; olabildiği kadar çok sayıda Türk gencini bu yaz tatilinde Gökalp ile tanıştırın.
***


İnternetten Sipariş:

https://www.kitapyurdu.com/kitap/turkculugun-esaslari-cep-boy/505406.html

https://www.kitapyurdu.com/kitap/turklesmek-İslâmlasmak-muasirlasmak-cep-boy/505407.html

https://www.kitapyurdu.com/kitap/turk-toresi-cep-boy/506046.html

https://www.kitapyurdu.com/kitap/altin-isik-cep-boy/505411.html

Leave a comment