HZ. MUHAMMED’DEKİ ANA SEVGİSİ
HZ. PEYGAMBERDE ANNE SEVGİSİ
M. Günay Sıddıkoğlu
Dünyaya geldikten sonra öğrendiğimiz ilk kelimelerden biri anne ise diğeri babadır. Çünkü bizi onlar dünyaya getirdi. Canlarından can, kanlarından kan, sevgilerinden sevgi kattılar. Hayâtı onlarla tanıdık, onlardan öğrendik, onların sayesinde bugünlere geldik. Bizi onlar kadar içten, karşılıksız seven bir başka insan yoktur. Onların varlığı, insana varlık kattığı gibi, yoklukları da hiçbir zaman doldurulamaz ve yerleri hep boş kalır.
Peygamber Efendimiz henüz dünyaya gelmeden önce babasını, dört yaşında bir çocukken de annesini kaybetmiş; Hem yetim hem de öksüz kalmıştı. Yüce Allah onu annesiz babasız bırakmıştı, ama kendi özel himayesine ve terbiyesi altına almıştı. “Beni Rabbim yetiştirdi ve eğitti” diyordu.
Onun kadar anne babanın hakkını ve değerini öğreten bir başkası yoktur. Kur’ân’ın ifadesiyle insan üzerinde Allah ve Resulünden sonra en çok hakkı olan anne baba olduğu gibi, en çok sayılması ve sevilmesi gerekenler de onlardır. Rabbimiz, Peygamberimize hitaben anne baba hakkının önemini şöyle bildiriyor: “Rabbin şunu da emretti: Ondan başkasına ibadet etmeyin. Anne ve babaya da iyilikte bulunun. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına erişecek olurlarsa onlara sakın ‘Öf!’ bile deme. Onları azarlama, onlara güzel söz söyle. “Onlara merhamet ve tevazu kanadını ger ve de ki: ‘Ey Rabbim, nasıl onlar beni küçükken besleyip büyüttülerse, sen de onlara öylece merhamet buyur.” (İsrâ Sûresi, 22-23.)
Yüce kitabımızda “Bana ve anana babana şükret. Dönüş ancak bana’dır dedik” (Lokman:14) buyrulmuştur. Bu ayet hakkında İbni Abbas şöyle demiştir:
“Üç ayeti kerime hükümce birbirlerine bağlı oldukları üç şeyle nâzil olmuşlardır. Birinin hükmü ifâ edilip yerine getirilm edikçe diğeri – ifa olunsa- dahi kabul edilmez:
1- Allah’ın: “Allah’a itaat edin, Peygambere itaat edin” (Nisa:59) mübarek emridir. Kim Allah’a itaat edip Resûlullah’a itaat etmezse onun bu itaati kabul edilmez.
2- -Kur’anın “Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin” (Bakara:110) hükmüdür ki, namazını kılıp fakat zekatını vermeyen kimselerin namazı kabul edilmez.
Cenab-ı Hakk’ın: “Bana ve ana babana şükret” (Lokman:14) fermanıdır. Kim ki Allah’a şükredip de ana ve babasına teşekkür etmezse Allah’a karşı yaptığı şükrü şayan-ı kabul değildir. (Tirmizi, İbni Hıbban, Hakim)
Anne-babanın insan üzerindeki hakkı bu şekilde açıkça belli olmakla beraber daha geniş ve kapsamlı olarak Peygamberimizin ifadelerinde buluyoruz. Bu konudaki hadisleri birarada okuyunca meseleyi daha iyi kavramış olacağız.
Adamın biri Peygamber Efendimize geldi, şöyle dedi: “Allah’tan sevap ve manevî karşılık beklemek niyetiyle cihat etmek ve hicret etmek üzerine sizinle biat etmeye geldim.”
Peygamber Efendimiz: “Anne-babandan birisi sağ mı?” “Her ikisi de sağdır.” “Allah’tan sevap ister misin?” “Evet, yâ Resulallah.”
“Öyle ise anne-babanın yanına dön, onlara hizmet et.”
Enes bin Mâlik anlatıyor:
“Adamın biri Peygamber Efendimize geldi ve şöyle dedi:
“Ben cihada çıkmak istiyorum, fakat gücüm yetmiyor.”
“Anne babandan hayatta kalan var mı?” “Evet, annem vardır.”
“Git annene hizmet et ve gönlünü al. Böyle yaparsan hem hac, hem umre, hem de cihat sevabını kazanırsın.
Abdullah bin Amr rivayet ediyor: Peygamber Efendimize bir adam geldi ve sordu: “Yâ Resulallah yurdumu terk ederek sizin emrinize girmeye geldim. Annemi-babamı da ağlayarak bıraktım.”
Peygamber Efendimiz şöyle buyurdu:
“Öyle ise onlara dön, ağlattığın gibi onları güldür.”