İclal Akkaplan’ın hazırlayıp sunduğu Hasret Kalmış Türküler programı her pazar saat 13.00 de TRT TÜRKÜ kanalında yayınlanıyor. Ben de programdan haberdar olduğum günden beri her pazarı ve saat 13.00’ü iple çekiyorum. Programı can kulağı ile dinliyorum. Bazen yaptığım işi bırakıp radyonun önünde diz çöküp onlarla sohbet ettiğimi varsayıyorum. Program konukları bizden birileri daima. Kırımlı bir sanatçı Kırım’ı anlatıyor, anlatırken de soluklanmak için Kırım’ın en güzel hasret türkülerini söylüyor. Kırım’ın hürriyetinin sesi oluyor. Kırım sürgünü için türküler söylenirken gözyaşlarıma engel olamıyorum.
Biz Kırımdan çıkanda
Kar yağmadı kan aktı
Anam babam kızkardaşlarım
Gözleri dolu yaş kaldı.
İclal Akkaplan türküleri sevdiğini ama konunum öneminden çok da haberdar olmadığını söylüyor. Görevli olarak gittiği yörelere, illere gidişinde sınırsız bir sevgi ile karşılanmış, bu sevginin kaynağını aramış ve bulmuş. “Onlar da Türk’tü ben de Türk’tüm . Mesafeler ve zaman sevgimizden ve gönül bağımızdan hiç bir şey alamamıştı. Uzaklarda yaşasalar bile hepsinin kalbi Türkiye diye atıyordu. Türkiye her gece onların rüyalarını süslüyordu. Türkiye’nin taşını, toprağını, ayını, yıldızını özlüyorlardı. Yağmurunu, karını çamurunu, rüzgarını özlüyorlardı. İşte bu özlem- hasret, benim programıma Hasret Kalmış Türküler ismi oldu diyor İclal Akkaplan.
Kerkük programın da konuk sanatçı çileli Kerkük’ü anlatıyor. Ve Kerkük Kalasından gözledikleri Türk askerlerine söylenmiş hasret türküleri dile getiriliyor. Mavi beyaz bayrak ile ay-yıldızlı al bayrak birlikte dalgalansın diye yürekten dile dualar ediliyor.
Kerküğün zindanına attılar meni
Mazlumlar sürüsüne kattılar meni
Bir yanım dağladılar ateşle annem
Ne sucum ver ne günahım var yaktılar meni
Balkanların sesi olan konuk sanatçı bana Safiye Erol’un Ciğerdelen’ini hatırlatıyor. Atatürk’un sevdiği türküler de söyleniyor. Büyük Ata memleketine hasret gitti bu dünyadan… Balkanlardaki Türkler de Türkiye’yi özlüyor. Bu özlem türkülere yansımış. Bu özlem programın adı olmuş.
Koyun sularımı kazan dolunca
Aman ölüm zalim ölüm üç gün ara ver
Al başımdan bu sevdayı götür yâre ver.
Tebrizli konuk sanatçı adım adım Türk izi taşıyan Tebriz’i anlatıyor. Uzun hava söylüyor. Uzun havayı mahnıya bağlıyor. Tebriz’i anlatıyor. Oraları anlatırken oralara özgü hasret kokan, kardeşin kardeşi özlediği türkülerle de bizleri buluşturuyor.
Kollarım dolana boynuna bir gün
Yine baş koyuram dizine Tebriz
Hasretten hicranda cana doymuşam
Doyunca bakaram gözüne Tebriz
Pazar günleri her çalışan hanım gibi benim de temizlik günüm. Radyom kulağımda evimi süpürüyorum. Sonra paspasla yerleri siliyorum. Sonra da sehpaların tozlarını alıyorum. Bu işleri yaparken radyom benim motivasyonum oluyor. İşte böyle sıradan bir pazar TRT Türkü kanalında Hasret Kalmış Türküler’in konusu Kerkük Türkleri ve türküleri idi. Program ne zaman başladı, temizlik ne zaman bitti. Program neden bu kadar kısa sürmüştü. Bilemedim. Türkülerin de sohbetin de tadı damağımda kaldı. İclal Akkaplan’ın zarif sesiyle örülmüş cümlelerin hepsi birbirinden anlamlıydı. Sosyal medya hesabından İclal Akkaplan’ı bulup teşekkür ettim. Bu başarılı programı ve programa katkılarını kutladım. Şimdi hiç kaçırmadan bu programı her hafta sonu Pazar 13.00’ de dinliyorum. Herkesin dinlemesini de tavsiye ediyorum.
Garip garip ötme bülbül
Benim derdim bana yeter
Bir dertte sen açma bülbül…
Bu programda güle aşık bülbüller dile geliyor. Gül bülbüle, bülbül gülüne kavuşuyor. Yiğidin suna boylu yâri çeşme başında onun gözüne görünüveriyor. Türkülerin içinden. turnalar selam götürüyor yare, sevenlere, sevdiklerine…. Belki de kardeşlerine, Türk illerine, hasret kalmış türküleri götürüyorlar saz ile söz ile, tatlı dilleriyle…
Çağlayan derelerin soğuk sularından içip karlı dağlar aşıp gidilecek yere varırsınız bu türkülerin sözlerinde seslerinde…Ölmeden, son nefesi vermeden yari görmek umuduyla çıkılan yolların çilesi çekilerek durmadan yürürsünüz bu türküleri dinleyerek ve belki söyleyerek…
Tez gelsin yârim diye çekilen uzun havalar belki yârin kulağına gider de o da sevdasına ulaşmak için yollara düşer. Türkülerde sular yanar, güneş donar, suna boylu yar hasret olur, turnalar ayrılık olur. Bülbüller gül dalında deldikleri yürekleri ile aşkı anlatır.
Böylesine güzel bir programda Türkistan türküleri de olsa ne iyi olur. Bütün kardeşler birbirini tanır, sever, türkülerde gönül köprüsü kurar.
İclal Akkaplan türkü söylemeyi çok sevdiğini ama konunun öneminden uzun yıllar çok da haberdar olmadığını belirtiyor. Ama her gittiği yerde Türkiye’den geldiğini öğrenen Kırımlı, Kerküklü, Tebrizli, Üsküplü soydaşların sevgi seliyle karşılanıyor. Bu onu çok şaşırtıyor. Hepsinin gözlerinde hem hasreti hem de umudu görüyor. Bu sevgi selinin nedenini derin bir tefekkürle düşünüyor. Nedeni de buluyor. Zaman ve mekan araya girse de kardeşler daima kardeştir. Ve yollar onları birleştirecektir.
Hasret Kalmış Türküler Programının uzun soluklu olmasını diliyorum. Bu tür programların her kanalda artması ise gönülden temennim. Yaşasın Türk kardeşliği… Yaşasın Türk birliği…
