“Söyler Allah deyu deyu” / Hilmi ÖZDEN
Bu şiir tüm Müslümanlara ithaf edilmiştir
Söyler Allah deyu deyu
“Şehit” bebe arşa uçtu
Bin kanatlı melek kuştu
Cennetteki yeri hoştu
Söyler Allah deyu deyu
Rus Yezidi bin beladır
Türkmen dağı “Kerbela’dır”
Şu ümmete son kal’adır
İnler Allah deyu deyu
Fatımatüz Zehra ağlar
Yezid yıkar nice dağlar
Türk vatanı viran bağlar
Yanar Allah deyu deyu
Ehl-i Beyt’e Türkmen yoldaş
Asırlardır yürür koldaş
Kerbela’da biziz haldaş[1]
Okur Allah deyu deyu
Gelinlerim gelinlerim
Yüreğim taş bin inlerim
Yandı canlar şu sin[2]lerim
Kanar Allah deyu deyu
Şol ümmeti birlik bekler
Bizi bizden olan yeğ[5]ler
Dinler Allah deyu deyu
- Aralık. 2015
Saygı ve dostlukla
hilmi özden
این شعر را تقدیم می دارم به مسلمانان
گوید خدایا خدایا
پرواز کودک شهید در عرش
همچو فرشتگان آسمانی
آرامشی بهشتی یافته
گوید خدایا خدایا
بلای جان شد یزید روسی
ترکمن داغم کربلای من
پناه امت باری دیگر
گوید خدایا خدایا
فاطمه الزهرا گریان
ویرانکاری یزیدیان
خاک ترکان شده ویران
گوید خدایا خدایا
ترکمن یار اهل بیت
ترکمن همراه اهل بیت
ترکمن شهید کربلا
گوید خدایا خدایا
نو عروسم نو عروسم
نالان و بر سینه زنان
سوزد جانم با این قبران
گوید خدایا خدایا
زخم دلش بر زبانش
امت ما وحدت خواهد
اوزدن ، من و ما و اسلام
گوید خدایا خدایا
حیلمی اوزدن
Bu Şer bütöv müselmanlara teqdim olur
Deyer Allah deye deye
Şehid uşax erşe düşdi
Min qanadli melek quşdi
Beheştdeki yeri xoşdi
Deyer Allah deye deye
شهید اوشاخ عرشه دوشدی
مین قانادلی ملک قوشدی
بهشت ده کی یری خوشدی
ده یر الله ده یه ده دیه
Rus yezidi min beladi
Türkemen daği kerbeladi
Bu ömmete son qeledi
Ah çeker allah deye deye
روس یزیدی مین بلادی
ترکمن داغی کربلادی
بو امته سون قلعه دی
آه چکه ر الله ده یه ده یه
Fatimetülzehra ağlar
Yezid yıxar nece dağlar
Türk veteni viran bağlar
Yanar allah deye deye
فاطمه الزهرا آغلار
یزید ییخار نیجه داغلار
ترک وطنی ویران باغلار
یانار آلله الله ده یه ده یه
Ehl-e beyt Türkemen yoldaş
Qernlerdir yerir qoldaş
Kerbelada bizik haldaş
Oxur allah deye deye
اهل بیت ترکمن یولداش
قرن لردیر یه ریر قولداش
کربلادا بیزیک حالداش
اوخور آلله الله ده یه ده یه
Gelinlerim gelinlerim
Üreğim daş min zarlaram
Canlar yandi bu qebirim
Qanar allah deye deye
گلین لریم گلین لریم
اوره گیم داش مین زار لاریم
جانلار یاندی بو قبیریم
قانار آلله الله ده یه ده یه
Özden dili qelbe ekler
Bu ömmeti birlik gözler
Bizi bizden tercih eler
Eşider allah deye deye
اوزدن دیلی قلبه اکله ر
بو امتی بیرلیک گوزلر
بیزی بیزده ن ترجیح ایلر
اشیده ر آلله الله ده یه ده یه
- Aralık. 2016
Saygı ve dostluqla
Hilmi Özden
1) 10 Muharrem günü Biz nerdeydik? Şükrü Alnıaçık:
Miladi 680’de yani Hicretten 61 yıl sonra Hz. Hüseyin Kerbela’da şehit edildiğinde Türk Devleti, Göktürk prenslerinin Çin esaretiyle meşguldü. Kürşat’ın 40 kişiyle Çin sarayını bastığı yıllardı.
Yani Türklerin siyasi fetret yaşadığı yıllardı. Boylar konfederasyonu başsız kalıp dağılmış; Araplar 650 yılı itibariyle İran’a en yakın Batı Türkeli boyları olan Türgişlerle ve Hazarlarla çatışmaya başlamışlardı.
İşte bu savaşlar sırasında karşılıklı esirler alınıp verilmiş, Türkler, Müslüman esirlerden fert fert İslam’ı öğrenirken “Gulam-ı Türki”ler de İslam dünyasında savaşçılıklarıyla göz doldurmaya başlamışlardı.
Biz Kerbela’nın neresindeydik?”
Kendinizi, Kerbela’dan önce Müslüman olmuş bir Türk olarak düşünün. Araplarla kabile bağınız, bir iç çatışma sebebiniz yok. Onlar gibi cahiliye zeminine de sahip değilsiniz.
Bir “millî temsil”den bahsedeceğim. Kerbela’da Hz. Hüseyin’in yanında savaşırken şehit düşen “Eslem-i Türki”den…
Basra Şiilerinin Hz. Hüseyin’i yalnız ve savunmasız bıraktıkları bir ortamda kanının son damlasında kadar onun uğrunda mücadele etmiş bir yiğitten…
Bazı kaynaklarda “Gûlam-ı Türk” yani Türk köle olarak anılmıştır. Bir savaşta esir düştüğü ve Müslüman olduğu kaynaklardan anlaşılmaktadır. Hz. Hüseyin’in katipliğini de yapmıştır.(*)
Kerbela’daki Türk, yiğitçe düşmanın üzerine atılırken şöyle haykırıyordu:
“Benim emirim Hüseyin’dir. O peygamberin kalbinin sevincidir.”
Eslem-i Türki, düşmanın hileleri ve aldığı sayısız yaralar yüzünden atından düştü. Hz. Hüseyin, hemen başucuna yetişti. Yüzünü onun yüzüne yasladı. Eslem-i Türki, ölürken sevinçliydi.
“Kimdir benim kadar yeryüzünde mutlu olan… Peygamber evladıdır, yüzünü yüzüme yaslayan…”
10 Muharrem günü biz, Kerbela’da Hz. Hüseyin’in dizinin dibindeydik. Azrail’le göz göze geldiğimizde bile sadece geride kalanlar için hüzünlüydük.
Çünkü biz muhteris Araplar gibi üç halifeyi, binlerce sahabeyi ve Ehl-i beytin yarısını katletmemiş, Kufeliler gibi mal mülk kaygısıyla, Hz. Hüseyin’i korumaktan vazgeçmemiştik.
10 Muharrem günü Kerbela’da biz, “o mazlum”la yan yana, omuz omuza, hatta… Yüz yüzeydik!
(*)Ali İRFAN, “Ali’ye Selman Olasın” s. 141: Kerbela’da Bir Türk, Velayet Yayıncılık, ADANA http://www.ortadogugazetesi.net/makale.php?id=17730
[2] Mezar, makber
[3] lisan
[4] gönül
[5] Tercih eder