BURSA’DAN YÜKSELEN SESSİZ ÇIĞLIK
RECEP GİDERKEN BURSA’DAN YÜKSELEN SESSİZ ÇIĞLIĞA NE OLDU?
Yavuz KOCA
(Bu yazı, geçen yıl bu zamanlar merhum kardeşimiz Recep Ekici’nin ardından yazılanların özetidir.
Aradan geçen 1 yılda körelen duygular uyandı mı, yoksa ölüm uykusunun ufkunda mı?)
Çığlığın en etkilisi, en anlamlısı, en samimisi sessiz olanıdır. Sesli olan ben buradayım der ve onun adı haykırmadır. Çığlık maneviyat kokar, haykırma ise isyan…
Bursa’da sessiz çığlıklar vardı.
12 Eylül 1980 ihtilalinde Bursa Ocak Başkanı idi. İhtilal sonrası çok ağır bedel ödedi.
Adam gibi adamdı. Merhum kardeşimizin tabutu önce Bursa Ülkü Ocakları binasının önüne getirildi.
Başkan Fatih Rüştü Sütçü, kardeşimizin neredeyse hepsi aynı boy evlatlarıyla birlikte tabutun başındaydı.
Hilmi Şanlı’nın yaptığı duygulu duanın ardından, alınan helallik sonrası tabutla Emir Sultan Camisine kadar sesli tekbirler ve sessiz çığlıklar eşliğinde yürümüştük…
Cami avlusunda Sarı Hoca’yla dertleşirken yanımızdan geçen bir aksakallı “Ben burada böyle bir kalabalık görmedim, kim ise rahmetli olan, demek ki çok adamı varmış” dedi.
Ben de, “evet ülkücü ülkücünün ölüsünün sahibidir(!) dedim” sessiz bir çığlıkla…
Asım Aydınlı, gözlerinden akan yaşla anlattı Recep’le yaşadıklarını ve ülkücünün ülkücüye sevdasını haykırdı, kimseciklere duyurmadan, sessiz bir çığlıkla…
Metin Kaplan, arkadaşlarla kucaklaşırken hasretin esintilerini gördüm. Hani deriz ya hep, ülkücü ülkücünün kardeşidir, işte o kardeşliğin sessiz nefesini gördüm çığlığa dönüşen…
Bekir Turunç, kalbi sarmaş dolaş olan ülkücüleri görünce, “keşke cami avluları dışında da böylesine kuvvetle sarmalayabilsek birbirimizi” diye sessiz bir çığlık attı gözler buğulu…
Ali Fuat Bayram, ülkücülerin gönlünde muhkem yeri olan Recep Reis’e “Sen amcasısın, gencecik yaşında toprağa verdiğim oğluma mukayyet ol öte âlemde” der gibi sessiz bir çığlık attı tabutu okşarken…
Mustafa Taşçı, ülkücünün cenaze namazını bir ülkücü din adamı kıldırmalı dedi ve son görevi kimseye bırakmadı, Hak razı olsun. Yaptığı dua ile Recep Reis’i bilmeyenler de tabutta yatanın kim olduğunu öğrenmiş oldular hocanın sessiz çığlığında…
Bir Alperen, bir Taş Medreseli, bir Reis, bir Baba daha göçtü bu âlemden.
İtişmelerin gölgesinde, yok saymaların muhasebesinde, duvarlarda izi kalan sevdaların harında, ölümü paylaşanların dünyalık hesaplarının ayazında, sessiz çığlıkların sesinde…
Sessiz çığlık dediğin nedir ki, a gülüm?
Sessiz çığlığımızın duyulması duasıyla, ülküdaşıma bir kez daha rahmet niyaz ediyorum.
kocayavuz16@gmail.com