# Etiket
##GENEL

Gültekin ÖZTÜRK: Euzubillahimine’ş-Şeytânî’r-racîm

Şeytan ile anlaşma yapılmaz. Yapanın da sonu iyi olmaz/olmamıştır.

Şeytan ile anlaştınız ve karşılığını da fazlasıyla aldınız. O’na hizmet karşılığı küresel oyuncu oldunuz.

Şeytanın oyununda, Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika projesinin eşbaşkanlığına getirildiniz. Ruhunuzu verip hayal bile edemeyeceğiniz bir güce ulaştınız.

Her konuda yalnız “ben” dediniz. Hükümet, bürokrasi, devlet, millet benim dediniz/öyle sandınız ve hata yaptınız.

Şeytanın ve onun emrindeki koalisyon ortaklarının, Ortadoğu’da “Tek adamlığa” izin vermeyeceğini düşünemediniz.

http://www.haberiniz.com.tr/yazilar/koseyazisi46515-Yok_Oyle_Racon_Kesmek.html

5.01.2012 Tarihli yazımda uyarıda bulunmuş, öneriler getirmiş ve şöyle demiştim:

 “Ruhunu şeytana verdikten sonra kafana göre racon kesemezsin. Küresel takımın başkanına, teknik direktörüne ve çalıştırıcısına karşı gelemezsin.

Küresel Oyun stratejisi için taktik önerebilirsin. Ancak asla belirleyici olamazsın. İzin vermezler”

Ancak kapıldığınız gurur, o “muhteşem ben” duygunuz ağır bastı. Ne Pensilvanya’dan gelen uyarıyı dikkate aldınız, ne de beni dinlediniz.

Dört ay içinde okyanus ötesinden Kırık Testi’de peş peşe yayınlanan önemli uyarılar geldi. 09.01.2012 tarihinde;

“Evet, uzun zaman aynı kulvarda koşmuş ve aynı gaye için koşturup durmuş insanlar arasında bile yer, yer şeytanın dürtüleriyle başarıları hazmedemeyen, alan paylaşması mülahazası ve rekabet hissiyle hareket eden, takdir görüp alkışlanan işlere kendilerinin daha layık olduğunu düşünen fertler çıkabilir…. Bu şeytani fitneye karşı durulacaktır” diye açıkça uyaran okyanus ötesi efendiye kulaklarınızı tıkadınız/dinlemediniz.

Yol arkadaşınızı beklenmedik bir şekilde oyun dışına atarak, kendi ipinizi, kendiniz çektiniz.

İşte bugün, kafanıza göre racon kesmenin bedelini ödüyor, sonuçlarını yaşıyorsunuz ve yaşayacaksınız.

“Milli Görüş Gömleğini” çıkarıp attıktan sonra, size giydirilen elbiseyi de kolayca çıkarabileceğinizi sandınız, yanıldınız!

Bu yeni elbiseyi öyle kolay, kolay çıkarıp atamazsınız ve de görüyoruz ki atamıyorsunuz.

Artık malum yazarların/arabulucuların “devleti paylaşma” teklifini kabul etseniz de, görünüşte barış(!) yapsanız da, sizin gidiş biletiniz kesilmiştir. Bu yolculukta dönüş bileti yoktur ve de kesilen gidiş bileti geriye iade edilmez/edilemez.

Şeytan, kendisi ile yapılan anlaşmaya bir kere bile itiraz edeni affetmemiştir.

Kaldı ki siz anlaşmayı/anlaşmaları, düzeltme protokollerini, birçok kez ihlal ettiniz/ediyorsunuz.

Filistin, İran, Kıbrıs, Ermenistan sınırının açılması konusunda verdiğiniz garantilere uymadınız. Suriye’ye müdahale konusunda da ayak dirediniz ve halen direniyorsunuz.

 Başkanlık sevdasına kapılıp, Kürt sorununda MİT ve özel temsilcilerinize imzalattığınız protokollere, Kandile taşıttığınız, İmralı canisinin mektubundaki şartlara uymadınız ve verdiğiniz diğer sözlerde de durmadınız.

Arkadaş, siz artık “güvenilmez” damgasını yediniz ve her şartta oyun dışı kalmayı kendiniz istediniz.

Gurura ve o “muhteşem ben” duygusuna kapılan hiç kimse iflah olmamıştır.

Bu sebeple halkımız “Mağrur olma padişahım, senden büyük Allah vardır!” demiştir.

 Dimyat’a pirince giderken, evdeki bulgurdan da oldunuz/olacaksınız.

Çare yok! Siz de, ortaklarınız da, her mağrur ve zalim gibi ektiğini biçecek/düşkünlük acısını yaşayacaksınız.

 SURİYE VE YENİ ANAYASA

Küresel aktörler, Doğu Akdeniz’de paylarına düşecek etki alanı ve Irak petrolünün kimler arasında/nasıl paylaşılacağı konusunda bir uzlaşmaya vardıkları an, biliniz ki, Suriye ve Lübnan’da en az beş manda devletçik ortaya çıkacaktır. Suriye ve Lübnan’ın bölünmesi artık an meselesidir.

AB(D) ve İsrail için hayati öneme sahip Kerkük-Hafya Boru Hattına işlerlik kazandırmak, ancak bu bölünme ile mümkün olabilir/olabilecektir.

Bu sebeple AB(D) ve ortakları, BOKAP’ın bu en önemli aşamasını ne yapıp, edip planladıkları gibi sonlandıracaklardır. Tıpkı Irak’ta, Kuzey Afrika’da olduğu gibi….
Bu sonucu geciktiren, Rusya ve Çin’in paylarına razı olmamaları ve Türkiye’nin Suriye’ye müdahaleye isteksizliği, bu konuda ayak sürümesidir. İran ise BOP’nin ölüm meleğidir ve ayrı bir yazımızın konusu olacaktır.

Şu sıralar küresel merkezde, bütün bu problemleri çözmek için yoğun olarak çalışılmaktadır. Sanırım problem en geç, yaz sonuna kadar da çözülecektir.

Bu sorunlar aşıldığı gün biliniz ki, Ortadoğu’da kirli bir savaş başlatılacak ve birkaç federasyondan oluşan, Yeni Ortadoğu Siyasi Haritası önümüze konacaktır.

BOKAP Eşbaşkanlığı, Arap Baharının kahraman liderliği iyi de, bu haritayı Türk milletine dayatmak, böyle bir ihanetin içinde olmak, göze alınacak bir iş değildir.

Güdüme alınmış birkaç Arap federasyonunu Araplara kabul ettirebilirsiniz.

Zaten örtülü veya açıkça küresel gücün güdümü altındadırlar ve bundan da pek rahatsız değildirler.

Ancak bir Türk-Kürt Federasyonunu, Türklere kabul ettiremezsiniz!

Bunun için 2012’de hazırlamaya söz verdiğiniz yeni anayasayı da yapamazsınız/yapamayacaksınız!

Böyle bir girişimin, yazılı ve görsel medya eliyle uyuşturulmuş milletimiz üzerinde şok etkisi yaratacağını çok iyi biliyorsunuz.

Türklüğü yok sayan ve kurucu unsuru “Türk-Kürt” olarak kabul eden bir anayasa teklifinin yaratacağı şok ile uyanan milli bilinç, görülmemiş bir kasırgaya dönüşerek, teklif sahibi ve destekçilerinin felaketini hazırlayacaktır.

Belli ki bunu siz de gördünüz ve masadan kalkmak için bahane hazırlamaya başladınız.

Küresel oyuncu olmak için dün her şeye razı olanlar, sonlarını görmüş olacaklar ki bugün kaçak güreşiyor, şeytan ile yaptıkları anlaşmadan vazgeçmeye çalışıyorlar.

Ancak Kasım 2011’den bugüne kadar yaşadıklarımız gösteriyor ki, yapılan anlaşmalar, çizilen harita öyle kolayca bozulmayacak/bozdurulmayacaktır.

Bu yazı yazıldığı sırada, muhtemelen Küresel Planda, yöresel tadilat ve tamirat yapılarak yola devam kararı verilecektir.

Aldığım duyum, eğer bir sağlık sorunu olmazsa, kesin anlaşma için en geç Mart sonunda yeni bir “ABD Biat “ seferine çıkılacağı doğrultusundadır.

 

Bizim yapmamız gereken;

Allah’ın(cc) milletimizi, şeytan ve çocuklarının şerrinden koruması için dua etmek ve bu şerden doğacak “Milli Şuur Kasırgasının” rüzgârı olmaya hazırlanmaktır.

Akif diyor ki;

………

Evlere tünek olmuş, ötüyor bir sürü baykuş…

Sesler de: “ Vatan tehlikedeymiş….Batıyormuş! ”

Lâkin, hani milyonları örten şu yığından,

Tek kol da yapışsam demiyor bir tarafından!

Sahipsiz olan memleketin batması haktır;

Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır.

Feryadı bırak, kendine gel, çünkü zaman dar…

Uğraş ki : telâfi edecek bunca zarar var.

Her şerden bir hayır doğarmış.

 Sahip olursak bu vatan baykuşların tünediği bir virane olmayacaktır.

Dilerim öyle de olur.

 Güzel günler için kalın sağlıkla.

 

 

Gültekin Öztürk

Tarihçi-Yazar

 

 

 

www.ulkucuyazarlarbirligi.org

www.altayli.com

www.aydinlihaber.com

www.yozgathaber.com.tr

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Leave a comment