# Etiket
##GENEL #Kültür/Sanat

Bayram / Sezai KARAKOÇ

Bayram 

Sezai Karakoç

İslâm; insan, aile, millet ve devlet hakkında prensipler, hükümler, yön, öz ve çerçeveler getirmiş bir din olduğu için, bir topluluğu en yüksek sevinç şiddetinde buluşturan «bayram»ını da tesbit etmiş ve şekillendirmiştir. O, ne büsbütün insan tabiatına aykırı olarak ve sırf orijinal görünmek için «bayramsız»lığı seçmiştir; ne, Bizansta ve dejenere olmuş her toplulukta görülen «bayram enflâsyonu» hastalığına tutulmuştur ve ne de, «bayram», öbür din ve milletlerin bayramlarına benzemiştir. Yalnız iki bayram vardır: Ramazan ve Kurban bayramı.

Ramazan bayramı, her müslümanın ve her islâm topluluğunun, bir ay oruç tutup vücutların sağırlığını kaybetmiş ve ruhun seslerini duyar hale gelmiş, ruhların en kabartma yükselişine varmış olduğu, yani ruha ve içe çekilip orada yenilendiği, tazelendiği bir dönemden sonra, tekrar dışa. eşyaya, bir hünkâr alayı halinde, tantanalı ve eşyanın ve dünya nimetlerinin içindeki «sevinci» çınlatarak çıkışıdır.

Kurban bayramı ise, müslümanların, yeryüzünde, Allah tarafından tayin edilmiş bir noktada toplanıp onun arzusu için, canlılar içinde kendilerinin hayatına karışmış yaratıkları kurban ettikten ve bu, ortalıkta kabartma hale gelen kurbanlık sembolünün, damarlardan fışkıran kanın ve havada elle tutulur hale gelen merhametin, öteye, ölüme, hayatın anlamına ait ulvî düşüncelerin, İslâmın ilk günlerindeki saf duygu ve inançlardan Mekke havasında uçuşan gözlerin, kanatların ve hâtıraların ışığı içinde kaynaştıktan sonra, ruhları, elleri, gönülleri ve kafaları Allaha yükseltmelerinin Mekke’de ve bütün İslâm ülkelerinde kutlanışıdır. 

Her iki bayram da ruh ve eşya şölenlerinin altın tertiplerine sahiptir.

Bayram namazla başlar. Güneşin bir mızrak boyu çıktığı bir sabah vakti namaz başlar. Bu bir nevi, Yaratıcı ile bayramlaşmadır.

Sonra evlere dönülür. Aile ile bayramlaşma olur. Sonra bütün şehir, kendi içinde bayramlaşır. Bütün müslümanlar birbiriyle bayramlaşır. Sonra tebrikler şehirler arasına atılır. Böylece bütün müslümanlar görüşmüş bulunur.

Dargınlıklar giderilmiş, soğukluklar çözülmüştür. Fitre, sadaka, kurban ve zekât dağıtışlarının bayramdan önce oluşu, zengin yoksul bütün mü’minlerin bu ruh ve eşya infilâklarına, donanışlarına daha hazır çıkmalarını sağlar. Yüz akıyla çıkmalarını.

Bayramda mezarlıklar da ziyaret edilir. Sevincin en şiddet kazandığı anda ölüm ihmal edilmez. Atalarla, ölülerle de bayramlaşılır.

Yakında ölmüşü bulunanlara uğranılır teselli verilir, başsağlığı istenir. Böylece, ölümün bir anda hayattan kopardığı insan, yeniden koptuğu yere getirilir, hayata bitiştirilir.

İslâmda bayram, bütün müslümanların, ruh ve eşya zenginliklerini, ruhlarının deniz gibi incileriyle gökyüzü çiçeklerini ve eşyalarının gençliklerini sergileme ve bu sergide bir tek ruh ve bir bütün haline gelmeleridir.

Leave a comment