# Etiket
#Kültür/Sanat

40. Yılında MHP ve Türk Millî Eğitimi / Prof. Dr. Abdurrahman KÜÇÜK

40. Yılında MHP ve Türk Millî Eğitimi *

Prof. Dr. Abdurrahman KÜÇÜK

Giriş

Eğitim-Öğretim; her Milletin olduğu gibi Türk Milleti için de en önemli ve en temel konulardan biridir. Çünkü eğitim-öğretim, herşeyin temelidir ve insanların şekillenmesi de aldığı eğitim-öğretim ile alâkalıdır. Bundan dolayı her Millet, eğitime-öğretime önem vermiş, kendine özgü sistemler oluşturmaya çalışmıştır. Kendine özgü Eğitim-Öğretim Sistemini oluşturan ve çağı kendi değerlerine göre okuyan, kendine özgü “Millî Model”i yerleştiren milletler varlığını sürdürüp gelişmeyi yakalayabilmişlerdir. Bu özelliğinden dolayı siyasette varolmak isteyen partiler de işe; her şeyin ona göre şekillendiğini kabul ettiği eğitimden ve eğitim-öğretimde önerdiği “sistem/model”den başlamışlardır.

Milliyetçi Hareket Partisi de, eğitimi-öğretimi Türkiye’nin önemli ve temel meselesi olarak görmüştür ve görmektedir. Çünkü bütün sorunlar ve çözüm yolları eğitim-öğretim ile doğrudan ilgilidir.Eğitimini-öğretimini kendi millî yapısına göre ayarlayamayan ve kendi damgasını vuramayan milletlerin başka milletlerin taklitçisi olmaktan kurtulmaları ve atılım yapmaları mümkün değildir. Bunun için “çağdaş medeniyete ulaşma”nın ve onu aşmanın “millî eğitim ve öğretim” ile ilişkili bulunduğunu bilen her siyasî oluşumun eğitime-öğretime eğilmesi kaçınılmazdır. Bu durum, aynı zamanda millî bir görevdir.

Herşey ihmâl edilebilir fakat Türk İnsanı’nın/Türk Gençliği’nin yetişmesi ihmal edilemez, edilmesi de mümkün değildir. Çünkü Türk Medeniyetinin dünyaya damgasını vurabilmesi ve dünyaca tanınabilmesi gençliğin iyi yetişmesine bağlı olduğu bilinen bir gerçektir. Yirmi birinci Yüzyılın istediği gençliği de yetiştirmek ancak kaliteli bir eğitim-öğretim ile mümkündür.

Türk Gençliği/Türk İnsanı için eğitim-öğretimin önemini her zaman takdir etmiş olan MHP; “Temel Görüşleri”nde, Parti Programları’nda ve Seçim Beyannameleri’nde bu konuya önemli yer vermekle kalmamış, 1999 yılında ve 2007 yılında Eğitim-Öğretimle ilgili görüş ve önerilerini kitaplaştırarak Türk Kamuoyunun hizmetine sunmuştur.[1] Bu konuda Türkiye’deki siyasî partiler arasında MHP ilk olma özelliğine sahiptir demek bir hakkın teslimi olacaktır. Çünkü MHP, 1998 Bütçesi’nden kendisine ayrılan payın %15’ini AR-GE çalışmalarına, % 15’ini de Partiiçi Eğitim çalışmalarına ayırmıştır. MHP AR-GE’sinde 1997’den itibaren iki yıla yakın bir süre ile, 500 civarında akademisyen, uzman ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin katılımıyla Türkiye’nin hemen her konusu tartışılmış; “Millî Model”e uygun çözüm önerilerini ihtiva eden 20 civarında kitap bastırılıp Türk Kamuoyu’nun hizmetine sunulmuştur.

Ben, burada, sadece MHP AR-GE çalışmalarından Eğitim-Öğretimle ilgili olanlarından özet olarak bahsetmek istiyorum. Başkanlığımda hazırlanan ve basımı yapılan “Yirmibirinci Yüzyılda Türk Millî Eğitim Sistemi”(Ankara 1999, 171 sayfa) MHP’nin eğitim-öğretime verdiği önemi ve önerdiği sistemi ortaya koymaktadır. Bu çalışmanın üzerinden 4-5 yıllık sürenin geçmesi ve önerilerinden bazılarının uygulama zemini bulması üzerine 2002 yılından itibaren çalışmalar gözden geçirilmiş; gelişen ve değişen şartlar da dikkate alınarak yine başkanlığımda akademisyenlerden, uzmanlardan ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinden oluşan yaklaşık 200 kişilik ekip çalışması ile “Türk Millî Eğitiminde Yeni Vizyon”(Ankara 2007, 110 sayfa) isimli çalışma hazırlanmıştır. Bu çalışmalarda A’dan Z’ye kadar Türk Eğitimi’nin bütün meseleleri değerlendirilmiş; Türk Milleti’nin değerleri ve beklentileri de dikkate alınarak, çağı doğru ve Türkçe okuyarak, “Türk Millî Modeli” olarak nitelendirilebilecek “Eğitim-Öğretim Sistemi” ortaya konulmuştur. Hedef; Ulusal Anlayışı yansıtan “Millî Model”i bularak Türk insanına en iyi eğitimi-öğretimi vermektir.

MHP AR-GE olarak yaptığımız çalışmalarda;Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temelini oluşturan “Türk Milliyetçiliği Felsefesi” dikkate alınmış, Atatürk’ten sonra zamanla hedefinden saptığı görülen felsefeyi yeniden canlandırmak için Merhum Alparslan Türkeş’in başlattığı Türk Milliyetçiliği Hareketi’nde altı çizilen temel görüşler ve Parti Programları ile Seçim Beyannameleri göz önünde tutulmuştur.

a. Alparslan Türkeş’in Eğitim-Öğretim Anlayışı

MHP’nin Türk Millî Eğitimi konusundaki görüşlerinin ve önerilerinin temelinde Merhum Alparslan Türkeş’in öngörüleri, söyledikleri ve yazdıkları vardır. Çünkü Türkeş; siyasete atıldığı 1965 yılından itibaren Türk Gençliği’nin yetişmesine, iyi bir eğitim-öğretim görmesine ve “çağı aşmasına” önem vermiştir. Türkeş ile benim tanışıklığım, 1 Ağustos 1965 tarihinde CKMP Genel Başkanı seçildikten bir hafta sonra Erzurum’da yaptığı İlk Miting ile başlamış ve münasebetimiz rahmetli olduğu güne kadar devam etmiştir. Bundan dolayı onun Eğitim-Öğretime, Din’e ve Kültür’e verdiği önemi yakinen bilenlerden biriyim. Zaten o, görüşlerini ve hedeflerini “9 Işık” ile “Temel Görüşler” adı ile basılan eserlerinde ortaya koymuştur.

Türkeş’in Eğitim-Öğretime önem vermesi; Atatürk’ün başlattığı hamlenin vefatından sonra yarım kalması ve plansız-programsız yürütülmesi ile yakından ilgilidir. Çünkü Atatürk, şu sözleri ile hem Millî Eğitim işlerinin önemini hem de Eğitim-Öğretimde yapılması gerekenleri özetlemiştir:

“En mühim ve feyizli vazifelerimiz Millî Eğitim işleridir. Millî Eğitim işlerinde mutlaka muzaffer olmak lâzımdır. Bir Milletin hakikî kurtuluşu ancak bu suretle olur… Millî Eğitimde süratle yüksek bir seviyeye çıkacak bir milletin hayat mücadelesinde maddî, manevî bütün kuvvetlerinin artacağı muhakkaktır…

Eğitim ve Öğretimde uygulanacak metot, bilgiyi insan için fazla bir süs, bir hükmetme vasıtası veya medenî bir zevkten çok maddî hayatta başarılı olmayı sağlayan pratik ve kullanılması mümkün bir vasıta haline getirmektir. ”

Bu anlayış çerçevesinde Alparslan Türkeş de; Millî Eğitim sistemi ile ilgili olarak bir ülkenin kalelerinin fethedilebileceğini, ordularının muharebeyi kaybedebileceğini ancak bir milletin gönlünün ve zihninin fethedilmedikçe o ülkenin yenilmiş sayılamayacağını ifade ettikten sonra, Türkiye’deki Eğitim-Öğretimin plansız ve programsız olduğunu, Milliyetçi bir gençlik yetiştirmekten uzak olduğunu ve üzerine düşen hizmeti sunamadığını da vurgulamıştır. Bu vurgudan sonra Millî Eğitim’de yapılması gerekenleri, okullaşmanın artması, üniversite şehirlerinin kurulması, üniversitenin yaygınlaştırılması, “beyin gücü” yetiştirmek için imkânların seferber edilmesi, dinin bir ihtiyaç olarak görülmesi ve gerçek anlamda okullarda öğretilmesi ve Kuran-ı Kerim’in Ortaöğretim Kurumları’nda okutulması gibi önemli bazı önerileri olmuştur[2].

Merhum Türkeş, eğitim siyasetinin yanlışlığını ve yapılması gerekenleri şöyle özetlemektedir: “Uzun yıllardan beri devam eden yanlış eğitim siyasetinin diğer bir sonucu olarak bugün halkla aydın arasındaki damarlar tıkalı, bağlar kopuktur. Aydın halktan uzak, halk aydından ümitsizdir. Allah’ın bir lütfu olan aklın her şeyden üstün bir cevher olduğu hatırlanmalı ve Millî Eğitim ilim, iman, ahlâk temellerine oturtulmalıdır. Unutulmamalıdır ki milletlerin gelişmesi ve mutluluğu; fertlerin beyin, kalp ve ruhlarını ilim, iman ve ahlâk ile doldurmak suretiyle girişilecek hamlelere bağlıdır… ”[3].

Türkeş, Eğitim plânının neye göre olması ve hangi özellikler taşıması gerektiğinin altını da şu cümleler ile çizmektedir:  “…Eğitim, milletimizin sosyal ve iktisadî durumu ve ihtiyaçları dikkate alınarak Türkiye’yi en kısa zamanda kalkındıracak bir plâna bağlanması lâzımdır… Millî olmayan, millî kültür, millî karakter ve millî şuuru yaratmayan bir eğitim sistemi çağ dışı, zararlı, iflas etmiş bir eğitim düzeninden başka bir şey olamaz. Bugün ülkemizde yürürlükte bulunan eğitim sistemi, maalesef böyledir. Ancak, ıslah edilmek istenen eğitimimize getirilmek istenen ıslahatın millî şuur ve millî kültüre dayalı olduğunu görememenin ızdırabı içindeyiz… ”[4].

Merhum Türkeş’ten sonra MHP Genel Başkanı olan Devlet Bahçeli de Eğitime-Öğretime büyük önem verdiğini sözleri ve yaptırdığı çalışmalar ile göstermiştir. Bahçeli’nin şu sözleri buna sadece bir örnektir:

Eğitim Sistemi, Bilgi Toplumunun gerektirdiği bilgi ve becerilerle donatılmış, uluslararası rekabet yeteneğine sahip teknoloji kültürü gelişmiş insanın yetiştirilmesini sağlayacak şekilde yeniden yapılandırılacaktır…Eğitim ve Öğretimde imkan ve fırsat eşitliği sağlanacak, toplumun bütün fertlerinin ilgi, eğilim ve yetenekleri doğrultusunda eğitilmesi esas olacaktır. ”

Gelişmelere açık, Çağı Doğru ve Türkçe okuyan “Millî Model”de bir Türk Millî Eğitimi arzusu; Atatürk ile başlamış, Türkeş ile geliştirilmiş ve Devlet Bahçeli ile olgunlaşmıştır. Bu arzu; MHP AR-GE çalışmaları ile ortaya konulmuş, Parti Programlarına ve Seçim Beyannamelerine girmiştir.

b.    Başlangıcından Günümüze MHP’nin Eğitim-Öğretim Anlayışına Genel Bakış

Eğitim-Öğretime büyük önem veren ve onu Türkiye’nin tartışmasız en önemli meselesi olarak gören MHP; 1993 Parti Programında, 1995 Seçim Beyannamesinde, 1996 Program Taslağında, 2000 Parti Programı ile 1999, 2002 ve 2007 Seçim Beyannameleri’nde bu konuya önemli yer ayırmıştır.

1993 tarihli Parti Programı’nın İkinci Bölümü “Millî Eğitim, Kültür ve Gençlik Politikası”na ayrılmıştır. Millî Eğitimde en önemli mesele olarak “Maddî ve manevî kalkınmayı sağlayacak olan ‘insan tipi’ni ve kadroları yetiştirmek” gösterilmiştir. Bu hedefe bağlı gençliğin yetiştirilmesi için İlköğretimden Yükseköğretime kadar bir eğitim politikasının güdülmesi önerilmektedir. Öneriler arasında; İlköğretim, Ortaöğretim ve Yükseköğretim arasındaki kopukluğun giderilmesi, İlköğretimin zorunlu 8 yıl olması, Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi derslerinin ilkokuldan itibaren uygulamalı olarak devreye konulması, Ortaöğretimin yeniden yapılandırılıp biri Yükseköğretime, diğeri hem mesleğe hem de Yükseköğretime hazırlamak üzere iki tip programın uygulanması ve “Yabancı dille eğitim-öğretim yapılması”na son verilmesi vardır. Eğitimde yeni teknolojilerin kullanılması, Bilgisayar destekli eğitime kısa sürede geçilmesi, öğretmen yetiştirme meselesinin ele alınması/“öğretmen yetiştirme sistemi”nin geliştirilmesi ile öğretmenlik mesleğinin maddî ve manevî yönden cazip hale getirilmesi, Yükseköğretimin dünya ve ülke gerçeklerine göre yeniden yapılandırılması hedefler arasındadır. [5]

1995 yılı Seçim Beyannamesi’nde de Eğitim’e bir bölüm ayrılmıştır. Buradaki bilgiler 1993 Parti Programı’ndaki bilgilerin özeti niteliğindedir. 1996 Program Taslağı’nda da Eğitim ile ilgili birtakım görüşlere yer verilmiştir.

Hazırlanan bu raporlar ve görüşler çerçevesinde Milliyetçi Hareket Partisi; Türk Millî Eğitim Politikasının hedefini “Millî kültürüne, tarihine, geleneklerine, milletinin bütün değerlerine inanan ve bunlara sahip çıkan, milletini yüceltmeyi ülkü olarak benimsemiş,kişilikli,hoşgörü sahibi,demokrat, toplumsal dayanışma ve bütünlük fikrine inanmış Müslüman Türk insanı yetiştirmek… ” olarak açıklamıştır.

Milliyetçi Hareket Partisi, Eğitim-Öğretim konusundaki ilk planlı- programlı çalışmalara 1998 yılında başlamış ve başkanlığımda 200 kişilik bir uzman grubunun çalışması sonucunda ortaya “Yirmibirinci Yüzyılda Türk Millî Eğitim Sistemi” adlı kitap çıkarılmıştır. Bu çalışmada Türk Millî Eğitiminin A’dan Z’ye kadar bütün meselesi ele alınmış; 21. Yüzyılda Türk Milletini “Lider Millet” ve Türkiye’yi “Lider Ülke” yapabilecek “Millî Model”de bir “Eğitim-Öğretim Sistemi” ortaya konulmuştur. Bu kitapta önerilenlerin özeti 1999 yılı Seçim Beyannamesine ve “Yol Haritası” niteliğinde olan MHP 2000 tarihli Parti Programı’na girmiştir. Program’ın “Sosyal Hedef ve Politikalar” anabaşlığı altında “Eğitim ve İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi” alt başlığı ile Eğitim-Öğretim konusundaki temel ilkeler ortaya konulmuştur. [6] Burada Eğitim Politikasının Temel Amacı;“Türk Milleti’ne mensubiyetin gurur ve şuuruna sahip, manevî ve kültürel değerlerimizi özümsemiş, algılama ve problem çözme yeteneği gelişmiş, yeni gelişmelere açık, sorumluluk duygusu ve toplumsal duyarlılığı yüksek, bilim ve teknoloji üretimine yatkın, girişimci, laik, demokrat, kültürlü ve inançlı nesiller yetiştirmek… ” şeklinde belirtilmiştir[7].

Hedeflenen neslin yetiştirilmesi ve Türk Eğitim Sistemi bu amaçlar doğrultusunda yeniden ele alınması gerekmektedir. “Eğitim-Öğretim Sistemi”nde yeni bir vizyon oluşturan MHP, bu konuda şöyle bir genel çerçeve çizmektedir: “Eğitim Sistemi; bilgi toplumunun gerektirdiği bilgi ve becerilerle donatılmış, uluslararası rekabet yeteneğine sahip, teknoloji kültürü gelişmiş insan gücünün yetiştirilmesini sağlayacak şekilde yeniden yapılandırılacak, eğitimin alt yapı ve insan gücü imkânları uluslararası standartlara yükseltilecektir”[8].

Okulöncesi Eğitimin yaygınlaştırılması; ilk aşamada Anasınıfının dahil edilmesiyle (yani İlköğretim’e 5 yaşını bitirip 6 yaşa girilmesi ile) zorunlu eğitimin 9, alt yapı hazırlıkları tamamlandıktan sonra Temel Eğitim’in (zorunlu eğitimin-öğretimin) 12 yıla çıkarılması; bilgisayar destekli “rehberlik” yoluyla öğrenci tanıma tekniklerinin geliştirilmesi ve yetenek ağırlıklı değerlendirme yöntemleriyle etkin bir yönlendirmenin yapılması; 6 /7. sınıftan itibaren kabiliyetlerin ortaya çıkarılması ve mesleğe yönlendirmeye yardımcı olunması amacıyla seçmeli derslere ağırlık verilmesi MHP’nin “Yirmibirinci Yüzyılda Türk Millî Eğitim Sistemi” başlıklı kitabında yer almış; 1999 Seçim Beyannamesi’nde ve Parti Programında Türk Kamuoyuna açıklanmıştır.

Program’da; yabancı dille eğitime son verilmesi, fakat en az bir yabancı dilin iyi bir şekilde öğretilmesi (zamanla bir Doğu ve bir Batı dili) esası benimsenmiştir. Ortaöğretimde yeni bir yapılanmaya gidilmesi;Örgün ve Yaygın Meslekî-Teknik Eğitime ağırlık verilmesi ve programların meslek standartlarına dayalı olarak yeniden düzenlenmesi,iş hayatı ile meslekî-teknik eğitim arasındaki iletişimin ve ilişkinin iyi bir şekilde kurulması da vurgu yapılan konular arasındadır.

Eğitim-Öğretimde fırsat ve imkân eşitliğinin/dengesinin kurulması, Türk Milleti’nin bütün fertlerinin ilgi, eğilim ve yetenekleri doğrultusunda eğitilmesi MHP’nin önem verdiği ve altını çizdiği hususlar arasındadır.

Günümüzde üzerinde en çok konuşulan ve zaman zaman tartışma ortamına çekilen Yükseköğretim ve Üniversiteler de MHP’nin daima gündeminde ve çözüm aramak için projelendirdiği konulardan olmuştur.MHP; gençliğe yapılmış yatırımı, Türkiye’nin geleceğine yapılmış en önemli yatırım olarak görmekte; eğitim, sağlık, istihdam, sosyal güvenlik ve serbest zamanlarının iyi bir şekilde değerlendirilmesi ile ilgili sorunlara çözüm bulunmasına öncelik vermektedir. Bundan dolayı MHP; Türk Gençliği’ne iyi bir eğitim verilmesi yanında,herkese Yükseköğretimi de amaçlamaktadır.Nasıl bir Yükseköğretim istendiği ve neler yapılması gerektiği genel hatları ile şöyle ortaya konulmaktadır: “Üniversiteler; ülkemizin ihtiyaç duyduğu insan gücünü yetiştiren, araştırma yaparak bilim ve teknoloji üreten, toplumsal gelişmeye önderlik eden, bilimsel yöntemlerle meselelere çözüm bulan, dünya üniversiteleriyle yarışan eğitim kurumları haline getirilecektir.

Yükseköğretim sisteminin daha demokratik ve üretken bir yapıya kavuşturulması sağlanacak; öğrenci, kurum ve akademik kadrolar arasında işbirliği ve uyumu artıracak düzenlemeler yapılacaktır”.

İlköğretim’de ve Ortaöğretim’de etkili bir yönlendirmeye bağlı olarak, Ortaöğretim başarısını ve Ortaöğretim sonunda yapılacak değerlendirmeleri esas alan ve fırsat eşitliğini gözeten bir sistem uygulanmak suretiyle Üniversite Giriş Sınavı’nın kaldırılması ve herkesin Yükseköğretim görmesi hedefler arasındadır. Her ile bir üniversite, Herkese Yükseköğretim ve Sınavsız Yükseköğretim konusunda ilk öneriler de Milliyetçi Hareket Partisine aittir. Bunların nasıl olacağı ve içinin nasıl doldurulacağı başkanlığımda hazırlanan “Türk Millî Eğitiminde Yeni Vizyon”(Ankara 2007) isimli Çalışma’da ortaya konulmuştur[9].

MHP Programı’nda; hayat boyu öğrenme anlayışı çerçevesinde Yaygın Eğitim’in hem imkân hem teknoloji bakımından geliştirilmesi, yaşı ve konumu ne olursa olsun isteyen herkese öğretim ve beceri kazandırma/meslek edindirme fırsatının sağlanması; engelli gençlerin eğitim alanlarının genişletilmesi ve eğitimlerini sürdürebilmeleri için gerekli altyapı ile teknolojik imkânların geliştirilmesi;üstün zekâlı ve yetenekli öğrencilerin özel eğitim imkânlarından yararlandırılması da yer alan eğitim-öğretim konularındandır.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin Türk Millî Eğitimi’nde ortaya koyduğu ve başkaları tarafından alınarak altı doldurulamayan “En İlk’ler” şöyledir:

1- Millî Model’de A’dan Z’ye kadar, 0 yaşından 80 yaşına kadar herkesi kapsamına alan yeni bir “Türk Millî Eğitim-Öğretim Sistemi” önermesi ve şematik olarak sunması.

2-Temel Eğitim-Öğretimin ilk planda 9 yıl, altyapı hazırlıkları tamamlandıktan sonra 12 yıl olması.

3-İlköğretime 5 yaşını bitirip 6 yaşına girilince başlanması/Anasınıfının zorunlu eğitime dâhil edilmesi.

4-Rehberliğe ve yönlendirmeye önem verilmesi (Yönlendirmede sınıf öğretmeninin, rehberlik uzmanının, ailenin ve öğrencinin beraber kararı ile olması).

5- Yeteneklerin açığa çıkarılması ve kabiliyetlerine göre yönlendirilmesi için 6. sınıftan sonra seçmeli derslere yer verilmesi.

6- Ortaöğretimde yeni yapılanmaya gidilmesi,okul türü yerine program türünün esas alınması.

7-Meslek okullarının sınavsız Yükseköğretime ve oradan ilgili Fakültelere geçişinin sağlanması.

8- Meslek okulu mezunlarına iş bulma imkanının sağlanması, Meslek okulu veya Meslek Yüksekokulu mezunlarını istihdam edenlere kredi imkanı ve vergi kolaylığı sağlanması gibi yollarla Meslek okullarının cazip hale getirilmesi.

9-Meslek Yüksekokulu mezunlarının gördükleri eğitim-öğretim süresine göre askerlik süresinin ayarlanması/kısaltılması.

10- Altyapı ile ilgili hazırlıklar tamamlandıktan sonra her ile en az bir Üniversite açılması.

11-Herkese Yükseköğretim ve Sınavsız yükseköğretim imkanının sağlanması.

12-Öğretim Üyesi Yetiştirilmesi’nde Türkiye Üniversiteleri’nin esas alınması ve köklü geleneği olan üniversitelerden bir veya ikisinin bu konuya tahsis edilmesi.

13-Üniversitelerin önündeki yığılmaları önlemek için, eğitim – öğretimin kalitesi de dikkate alınarak, köklü geleneğe sahip, fizîki mekan ve öğretim üyesi bakımından yeterli üniversitelerin tam kapasite ile çalışmalarının teşvik edilmesi

14-Öğrenci merkezli eğitime-öğretime geçilmesi.

15- İlköğretimin bir birinin devamı olacak şekilde “iki kademeli” hale getirilmesi.

16- İlköğretimde seçmeli dersler arasına Bağlama dersinin konulması.

17-Ortaöğretimin alt yapı eksikliklerinin kısa zamanda tamamlanarak zorunlu eğitime dâhil edilmesi ve zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılması; Ortaöğretimin 3+1 sistemine göre yeniden yapılandırılması.

18-Ortaöğretimde, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders programları, ergenlik dönemi gencinin ilgi, istek ve ihtiyaçları doğrultusunda verilmesi; Programların her kesimin ihtiyaç ve beklentisine cevap verecek şekilde yeniden ele alınması.

19-Kuran-ı Kerim ve Türkçe Anlamı’nın seçmeli ders olarak okutulması.

20-Öğretmenlerin başarılarına göre değerlendirilmesi, görevde yükselmelerde ve ücret artışlarında başarının dikkate alınması.

21-Okullarının aktif ve tam kapasite çalışması, öğrencilerin yetişmesinde okulların esas olması ve bu yolla öğrencilerin dershanelere bağımlı olmasının önlenmesi. Dershanelerin de Devlet tarafından desteklenerek okul statüsüne kavuşturulması.

22-Öğrencilerin bütün sınıflardaki başarılarının esas alınarak “sınavdan sınava koşmaktan kurtarılması” ve bu işi adil bir şekilde yönetecek “Merkezî Öğrenci Değerlendirme Birimi”nin kurulması.

23-Bilgisayar destekli eğitim-öğretime geçilmesi ve yaygınlaştırılması.

Sonuç

Türk Millî Eğitimi’nde sorun olarak görülen bütün konulara Türkiye ve dünya gerçeklerini dikkate alarak “masaya yatıran” ve kalıcı çözüm üreten tek ve ilk parti MHP denilirse bir hak teslim edilmiş olacaktır. Yukarıda bir kısmını maddeler halinde verdiğimiz konulara, altının nasıl doldurulacağı ve projeleri ile kitap ve/veya rapor olarak sunan ilk parti de bana göre MHP’dir.

Günümüzde iş başındaki yönetimin Türk Kamuoyu’na proje diye sundukları konuların büyük bir kısmının sahibi ve müellifi de MHP’dir. Bundan dolayı ki Projeler ya yarım kalmış veya istenildiği gibi uygulanamamıştır. Çünkü her önerinin altının/içinin nasıl dolacağını ancak üzerinde yıllarını vermiş müellifi bilmektedir. Kamuoyuna sunulan önerilerin bazısının formülü verilmediği için uygulamak isteyenler altını/içini doldurmakta başarısız olmuşlardır. Bu çeşit projelerin verimli olarak uygulanması; aslî sahibine/müellifine iktidar verilmesi ile ancak mümkündür.



*        Bu Yazı, Kutlu Sesleniş Dergisi, Ankara 2009, Sayı: 67, Sayfa: 40-46’da yayınlanmış ve Siyaset Yazılarım (Ankara 2011) isimli kitabımın   Siyaset ve Eğitim başlıklı 4.bölümünün  261-271 sayfalarında yeralmıştır.

[1]        Bkz. Yirmibirinci Yüzyılda Türk Millî Eğitim Sistemi, MHP (AR-GE) Yayınları, Ankara 1999. MHP AR-GE Sosyal Araştırma Grubu tarafından hazırlanıp Türk Kamuoyunun hizmetine sunulan bu Kitapta; 171 sayfa içerisinde, Türk Millî Eğitimi’nin A’dan Z’ye kadar bütün meselesi ele alınmış, sorunlar tartışılmış, çözüm yolları ortaya konulmuş ve “Millî Model”de yeni bir Eğitim-Öğretim Sistemi önerilmiştir. Önerilen bu Sistem, şematik hale getirilip Türk Kamuoyunun görüşüne sunulmuştur.

[2]        Bkz. Alparslan Türkeş, Temel Görüşler, İstanbul 1975, 109-116; Alparslan Türkeş, Ahlâkçılık, Ankara 2000, 81-84.

[3]        Türkeş, Temel Görüşler, 109-110. Ayrıca bkz. Alparslan Türkeş, İlimcilik, Ankara 2000, 58-63.

[4]        Türkeş, Temel Görüşler, 111-115; Türkeş, İlimcilik, 50.

[5]        Milliyetçi Hareket Partisi Programı, Ankara 1993, 20-25.

[6]        Bkz. Milliyetçi Hareket Partisi Programı, Ankara 2000, 69-74.

[7]        Parti Programı, 69-70.

[8]        Parti Programı, 70

[9]        Bkz. Türk Millî Eğitiminde “Yeni Vizyon”, MHP( AR-GE) Eğitim, Kültür ve Sanat Grubu Raporu, Ankara 2006, 69-85.

Leave a comment